" İLİM ÇİN DE OLSA ONU GİDİP ALINIZ "
"İLİM İLİM BİLMEKTİR İLİM KENDİN BİLMEKTİR SEN KENDİNİ BİLMEZSEN BU NİCE OKUMAKTIR"
İnsanın hayallerini
biraz irdelemeye çalıştığımızda; karşımıza muhakkak ki eğitim hayatı en önde yer
alarak çıkacaktır. Eğitim hayatı; her insanın öncelikle temel ihtiyacı olup, bu
konuya eğilim göstermek ivedilik gerektiren bir meseledir. Bir insan eğitim hayatına
başlangıç olarak; İlkokulu okuma, sonra sırası ile Ortaokul, Lise ve derken
Üniversite okuma hayali kurarak devam eder. Bu okul dönemlerini gerçekten
hayalini kurduğu şekilde geçirmesi, kendine yaşam boyunca birçok artı değerler
kazandırır. Ama tam tersi yani sıkıntılı bir süreç geçirmesi ise; hayatını daha
da zor bir hale sokar. Bu tür negatif durum; insan ömrünün veya hayatının harap
ve bitap olmasına sebebiyet verir. Ne olursa olsun; bir insan hayallerini
olumlu düşünme sanatı üzerine kurmalı ve gerçekleşen her güzel durumda, hayata
sımsıkı sarılarak, daha da motive olmuş bir seviyeye gelme başarısını sürekli
ortaya koymalıdır. İnsan hayatının ne kadar kısa olduğu, her fani tarafından
acı tecrübelerle yaşandığı göz önüne alınırsa, her şeyin ne kadar yalan veya
gelip geçici olduğu net olarak gözlenecek, bu şekilde bilinçlenen bir insan daha
da olumlu bir hayat yaşama imkân ve salahiyetine kavuşacaktır. İşte; bu şekilde
yaşamı olumlu düşünerek, olumlu görerek, severek, isteyerek, yaşamaya çalışma
felsefesi, gelecek yarınlar adına müreffeh bir Ülke ve Vatan için bulunmaz bir
nimet olacaktır. Bu nimetin kadri, kıymeti her zaman çok iyi bilinmeli, şükür
karinesi tam olarak uygulama realitesine kavuşturulmalıdır. Bu şekilde olumlu
ve pozitif bir yaşama adım atan her insanın unutmaması gereken bir netice de şu
şekilde bir yol izler. Bu insanın hem hayalleri, hem de eğitimi gerçekten gözle
görülür bir şekilde başarı seviyesinde seyir eder.
Eğitimde ki en büyük
amaç; okul ve eğitim kurumları vasıtası ile hayatını idame ettirecek önemli bir
pozisyona gelmek ve Vatana, Millete faydalı, yararlı bir insan olmaktır. Aslına
bakılırsa hayallerini gerçekleştirebilmek de, hiç tuhaf görülmemesi gereken
önemli bir başarı kriteridir. Hayalin büyüklüğü; gerçekleşmesi zor gibi görünen
bazı şeylerin aslında ortaya çıkmasında çok önemli rol oynar. Aynı şekilde
Eğitim de zor gibi görünen önemli kulvar olup, bu kulvarı başarı ile geçebilmek
gerçekten çok önemlidir. Bu başarıda özellikle Devlete ve dahi Millete çok büyük
işler düşer. Bu işin patronu veya yöneticisi Devlet ve Devleti idare
edenlerdir. Devlet; Milletle ayakta kalır. “Milleti yaşat ki Devlet yaşasın”
prensibi hiç tereddütsüz olarak uygulama alanlarına eksiksiz yansıtılmalıdır. Devlet
Milleti ile bir bütün olacak ki; gelecek yarınlara daha emin adımlarla başarılı
bir şekilde ulaşma şerefine nail olunsun. O Devlet ki; şanına yaraşır şekilde;
ilk başta eğitim ve öğretimi tam manasıyla yola, hizaya getirmelidir. Eğer
Devlet bu şekilde eğitimi temel alarak hareket eğilimi gösterirse, o zaman
netice gerçekten kendinin de beklemediği kadar çok ama çok mükemmel olur. Eğitim
hiç kuşku yok ki bir milletin en temel hazinesidir. Bizleri veya milleti bu
hazineden mahrum etmeye çalışan içte ve dışta bir sürü mihrak, şer odağı ve hain
her daim var olmuş ve maalesef ki var olmaya hiç bıkıp usanmadan devam
edecektir. Bir Devlet veya Millet hiçbir zaman hiçbir şekilde ne yalana, ne
dolana, ne hileye, ne de hurdaya, ne yanlışa, ne acizliğe, ne güçsüzlüğe ne de
kumpasa kesin ama kesin olarak düşmemeli ve düşmesi de kendi gücüyle her an
önlenmelidir. Böyle bir emele nail olmak isteyenler her daim hakkın yanında yok
olmaya mahkûm olur. O nedenle hem Devlet hem de Millet olarak kendini her
yönden tam olarak hem içte, hem de dışta çok donanımlı bir hale getirmeli,
siyaset ilmini çok iyi öğrenerek, çok dâhiyane fikirlere sahip olmalıdır. Yani
her türlü olumsuzluğun veya kötü durumun da altından zekice ve maharetli bir
şekilde kalkmalı, bu durumu düşmanlarının karşısında politik duruşuyla, hiç
kuşkuya mahal vermeden kıskandıracak bir güzellikte halletmelidir. Tabiri
caizse; hasta olsa dahi kendini sapasağlam göstermeli, bilmese de biliyormuş
havası vermeye çalışmalı, dik duruşunu her yer ve ortamda tereddütsüz olarak
göstermelidir.
Eğitim müfredatını
acilen rehabilitasyon çalışmasından geçirip, kendimize veya milletimize oldukça
yararı dokunan bir sistemi devreye sokmanın gerekliliği gerçekten kaçınılmazdır.
Gelişmiş Ülkelerin eğitim sistemi tam manasıyla gözden geçirilmeli ve
uyguladıkları sistemler çok iyi analiz edilerek, irdelenerek, bize hangisi uygun
ise hiç tereddütsüz hızlıca çekip alınmalıdır. Eğer hiçbir şey bilmiyorsak, şu
gösterilen öneriye ivedi başvuru yapılmalıdır. İşte önerinin açılımı: İçimizde
bulunan Akademisyenler, STK, Bilim ve Teknik Kurum veya Kuruluşlar, Üniversiteler,
ÖSYM, YÖK vs. hepsinin görüşleri tam olarak alınmalı, buradan çıkan sonuç ile çok
süper bir eğitim modeli ivedilikle ortaya konmalı veya hiç bekleme yapmadan hayata
geçirilmelidir. Özellikle bu sayılan kurum veya kuruluşlar, çok çabuk bir araya
gelerek, her türden Çalıştay, Sempozyum, Konferans gibi daha birçok etkinlik
veya faaliyet yapmak suretiyle de mükemmel (perfect) bir sonuç veya netice
ortaya çıkarabilir. Netice olarak; kendimize en iyi ve doğru olan modeli, sistemi
almalı, onunla çok daha güçlenerek, gelecek yarınlara müthiş önemli adımlar
atmalıyız. Eğitimi; son derece süper bir hale, vaziyete ve muhteşemliğe hiç
bekleme yapmadan hızlı bir şekilde dönüştürmeliyiz. Bu bizlerin ana merkezi vazifesi
gören can damarı olup, bu damarın çok sağlam ve sağlıklı olması için elimizden
gelen her şeyi eksiksiz olarak ortaya koymak ve çalışmasını daha da
hızlandırmak hepimizin hem Millet olarak, hem de Devlet olarak ana görevidir.
Eğer bizler; eğitimden
tam olarak randıman almak istiyorsak, yapmamız gereken ve dikkat edilecek
birçok önemli hususun da burada altını kalın puntolarla çizip, iyice belirlemeliyiz.
Öncelikle eğitim de gerçek mana da başarılı Milletler, Devletler bu başarıya
nasıl ulaşmıştır. İşte bu durumun çok iyi gözlenmesi gerekli olup, öğrenci ve
öğretmenlere gereken önemin tam olarak yerinde verilmesi gerektiği de çok açık
seçik bellidir. Özellikle öğretmen veya eğitmen olmanın daha da zor bir hale
gelmesi ile özellikle bu alanda önemli bir adım atılabilir. Bu şekilde ortaya
çıkan öğretmenlik mesleği hem meslek olarak ağır bir hale gelecek, hem de
toplum nazarında duruşu, vakuru oldukça artacaktır. Atanamayan öğretmen kavramı tamamen ortadan
kaldırmalı, her öğretmenin muhakkak işin ehli ve liyakat sahibi olarak, kendine
gösterilen yer, bölge ayırt etmeksizin görev yerinde iş başı yapması özellikle sağlanmalıdır.
Hazreti Ali Radıyallahü Anh’ın buyurduğu şekilde “Bana bir harf öğretenin kırk
yıl kölesi olurum” desturunu kulaklara küpe ederek, öğretmenlik mesleğinin Tüm
Peygamberlerin ana buluşma noktası olan insanlığa doğruyu ve yanlışı tam olarak
öğretmekle paralel bir yapıda olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır.
Öğretmenlerin de MEB tarafından daha çok saygı ve ilgiye mazhar olmaları,
onları daha çok el üstünde tutmaları ana tema, felsefe ve misyon olmalıdır. Okulların
her yönden hem iç hem de dış görünüm olarak tertemiz ve ferah olmasına çok önem
vermeli, her eğitim ve öğretim kurumunun göz alıcı, dikkat çekici ve tüm
insanları kapsayıcı bir seviyeye gelmesine muhakkak önem verilmelidir.
Öğrencileri her yönü
ile sosyalleşmeye sevk ve tabii etmeli, onlara gereken her şeyi sevdirmeli,
onlardan hiçbir şeyi kısıtlamamalı, engellememeli velhasıl ne kadar sıkıntılı
ve sorunlu durum varsa tüm negatif unsurları tamamen, kökten bir daha
dirilmemek üzere yok etmelidir. Öğrencilerin her türlü bilimsel ve teknik
bilgi, belge ve dokümanlardan faydalanmaları, onlarla daha çok iç içe ve
ellerinde olmasına, tüm materyalleri görerek, duyarak, dokunarak ve uygulayarak
öğrenme arzu ve istekleri maksimum seviyede tutularak, onların gelişimine çok
büyük katkılar sunabilir. Bilgisayar
teknolojisi tam olarak bütün okullara ve eğitim kurumlarına güncel olarak
yansıtılmalı, günümüz internet teknolojisi tüm yönleri ile kullanılmaya
çalışılarak, öğrencinin daha önemli başarılara imza atması katiyen sağlanmalıdır.
Öğrencilerin okula bağlılığı artırılmalı, var olan ilişkileri daha da güçlü bir
hale getirilmelidir. Okullarda kültürel ve sosyal etkinliklere daha çok önem
verilmeli, Konferans, Sempozyum, Söyleşi gibi faaliyetlerin daha da artırılarak
ortaya konması ve öğrencilerin bu etkinliklere katılımlarının sağlanması eğitim
ve öğretim adına çok büyük fayda ve yarar sağlar. Eğitim, Öğretim veren tüm
okulların seviye ve standardı aynı olması için çalışılmalı, hem öğrenci hem de
okul arasında bir ayrımcılığa kesinlikle düşülmemelidir. Üzerinde daha çok
durulması gereken önemli bir noktada, her öğrencinin kendi el becerisi ve
yeteneği ön planda tutularak, onların gelecek yarınlara daha özverili bir
şekilde hazırlanması onlara çok avantajlı bir konum sağlar. Eğitimi
ezbercilikten kurtarıp, gönüllülük esasına dayalı bir hale getirmeli ve içten
gelerek, samimiliği ön plana çıkaran bir eğitim sisteminin hâkim olmasına
özellikle itina gösterilmelidir. Hazırlanacak olan eğitim-öğretim müfredatına
muhakkak hak ve hukuk adına hangi dersler olması gerekiyorsa, bunların hiç
tereddütsüz tamamı harfi harfine konmalıdır. Özellikle İnsan Hak ve Özgürlükleri,
Demokrasi, Tüm Canlıların Hak ve Özgürlükleri gibi daha bir sürü
çoğaltabileceğimiz konulara paralel derslerden her bireyin eşit olarak faydalanması
ve bu dersleri derin derin özümsemesi, gelecek yarınlar adına çok ama çok ümit Var
olacak bir durumdur. Ayrıca Vicdani yönden hassasiyet gerektiren ve Merhameti
artırıcı konuları da derslerin içerisine koymak özellikle gerekli ve şarttır.
Öğrencilere sorumluluk gerektiren tüm durum ve olayları özellikle uygulamalı
bir şekilde vermeye çalışmak da onların gelişimine çok büyük katkı sunar.
Sonuç olarak Eğitim
bizlerin en önemli göz bebeği, canı olması nedeniyle, bu hassas nokta her daim
çok güçlü olmalı ve her an kendini yenileyip geliştirerek, muasır medeniyetler
seviyesine acilen ulaşmalıdır.
Bizlerin Tek Hedefi; Gelişmiş
Ülkelerden daha ileri bir seviyede eğitim-öğretime kavuşmaktır.
Hayal ederek daha
güzel yarınlara kavuşmak, eğitim seviyesi yüksek genç nesiller yetiştirmek için
her türden öneriye, görüşe, bilimsel veriye ve fikre her bireyin olduğu kadar
Devletin ve dahi yetkili, ehil, liyakat sahibi kişilerin de açık olması, hem
Ülke hem de Millet adına çok daha iyi neticelerin doğmasına çok büyük katkı ve
güç sunar.
Hayal et Benliğin
için, hayal et Yarınlar için, hayal et çok güzel bir Ülke için,
Hayal et Sevgi için,
hayal et Mutluluk için, hayal et Dostluk için, hayal et Umutlar için,
Hayal et Eğitim için,
hayal et Kardeşlik için, hayal et Güzel insanlar için,
Sen sen ol asla ama
asla hayallerinden, ümitlerinden, yarınlarından, güzelliklerden vazgeçme.
Ümitsizliğe ve Yeise hiçbir vakit düşme. Sıkıntı ve sorunları bir kenara at,
bırak.
Yaşanacak güzel şeyler
varken neden gereksiz ve lüzumsuz işlerle vakit harcamaktasın. Hiçbir zaman
olumsuz ve negatif düşünme, olumlu ve pozitif düşünerek etrafındaki tüm
olumsuzlukları, sorun ve problemleri yok et, ortadan kaldır. Ve gelecek
yarınlara çok büyük adımlar at.
Unutma !! Yaşadıkların
yaşayamadıklarının bir teminatıdır.
Eyy Arkadaş !!! bu
yaşadıkların var ya !!! Senin yarınlara daha güvenle bakmanı ve çok güçlü
olmanı sağlayacaktır.
Eyy İnsan !!! Sen
ALLAHÜ TEALA HAZRETLERİNİN yarattığı muhteşem bir varlıksın. Bunu bil ve öyle
yaşa.
Sev, Sevil, Mutlu ol ama
sakın ola ki; hiçbir Canlıyı, yeryüzünde, tabiatta (doğada) ne varsa kesinlikle
incitme, kırma ve dahi öldürme !!! Bırak
her şey Doğallığını( natürel), Canlılığını ve Görkemini Yaşasın !!!
Merhamet senin içinde
saklı. Onu acilen ortaya çıkar. Lütfen Acı.
Eğitim ve Öğretimde,
Bilim ve Teknik de Dünyanın en güçlü Devleti ve Milleti ol..
(kadirdeveci78@gmail.com)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder