31 Aralık 2014 Çarşamba

MEVLİD KANDİLİ TÜM MÜSLÜMANLARA HAYIRLAR GETİRSİN






Bu senede önemli günlerimizden olan Mevlit Kandilini en güzel şekilde eda etmeye çalıştık. Ülkemizde yaşayan tüm müslümanlar da bu önemli günde camileri veya mescitleri ağzına kadar tıklım tıklım doldurdular. Müslümanlar; yılda bir kez karşılanan bu çok özel günde kendileri için yapılması gereken vazifeleri, tam anlamıyla yerine getirmeye çalıştılar. Gecelerini tam manasıyla ibadeti taat içinde geçirip, büyük haz içinde dua ve ibadetle sabahlamaya çalıştılar. Bu özel günde ne yapılması gerekirse tam anlamıyla yapmaya çalıştılar. Ne mutlu bu geceyi tam manasıyla eda edebilenlere. 

Bu geceler özel olması münasebetiyle her zaman ele geçmez. Bu gecelerin kadri kıymetini çok iyi bilmeli, sürekli bu bilinç içinde olmaya özellikle gayret etmelidir. Bu kandil gecesinde bol bol namaz kılıp, bol bol dua etmeye çalışmalı ve kaza namazları varsa bunları yerine getirmeye çalışmalı, özellikle de nafile namazları da en güzel şekilde yapmak icap etmektedir. Tüm müslümanları bu yönde geliştirmeye çalışmalı ve bu özel geceleri çok iyi şekilde hep birlikte değerlendirmeliyiz. Bu gecelerin çok önemli manevi değerleri olduğunu, hiç bir zaman aklımızdan çıkarmadan bu maneviyattan maksimum düzeyde faydalanmaya çalışmalıdır.Bu özel gecenin adında anlaşıldığı gibi bol bol Mevlidi Şerif okumaya ve okuyanı dinlemeye özellikle özen göstermelidir. 

Peki Mevlit Kandili denince aklımıza ne gelmektedir. Bunun üzerinde biraz duracak olursak; İslam dininin Büyük Peygamberi Hz. MUHAMMET (S.A.V.) EFENDİMİZİN doğum gecesi ve aynı zamanda Hicrî Rebiül evvel ayının on ikinci gecesidir. Yani Peygamberimizin Dünyayı şereflendirdiği çok önemli bir gecedir. İslamiyette 3. asırdan itibaren kutlanmaya başlanmış ve Osmanlı İmparatorluğu zamanında 2. Selim dönemi içinde Camilerde bu gece hürmetine kandiller yakılmaya başlamış ve bu şekilde kandil ismini almıştır. İslamiyete inanan yani elhamdülillah Müslümanım diyen tüm insanların iştirakle dua niyaz ve ibadetle huşu içerisinde eda ettikleri çok önemli bir gecedir. 

YÜCE YARADAN bu geceden hiç bir müslümanı mahrum etmesin. Tüm müslümanların bu bilinçle hareket etmesi ve yeni yetişen gençleri de bu yönde telkin ve öğütlerle büyütmeye çalışmalıdır. 

Mevlid; Peygamberimizin doğumu anlamına gelir. İslam'da Hz. Muhammed ( S.A.V.) efendimizin doğum günü tüm mezheplerde itina ile kutlanır. Hanif'i mezhebine mensup Sünniler; Rebiyül evvel ayının 11. gecesini 12. gününe bağlayan geceyi mükemmel bir şekilde eda ederler. Şiiler ise; 17. günü Mevlit günü ve 17. geceye dönen güne ise Mevlit Kandili gecesi derler. Bu önemli günlerin haftasında da genel de Kutlu Doğum Haftası diye adlandırılmaya çalışılır. Bu haftalar veya geceler Müslümanlar tarafından en güzel şekilde değerlendirilir.

( kadirdeveci78@gmail.com)

TARIM HAFTASI ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİDİR !!!!! KUTLU OLSUN !!!!!

Tarım; bir Millet ve Ülke için çok ama çok hayati bir öneme sahiptir. Bunun bilincinde olan bir insan olarak yaşamaya çok özen göstermeliyiz. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk bu konuda bizlere rehber olacak o mükemmel cümleyi şöyle belirtmiştir. 

"KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR " Bu güzel sözü biraz açacak olursak; Köylü demek, ne anlama gelmektedir. Köylü demek tabii ki; Çiftçi demektir. Yani; toprakla uğraşan, toprağı ekip diken, toprağı her yönüyle kullanmaya çalışan insanların oluşturduğu müstesna bir topluluk demektir. 

Nasıl ki; aile olmazsa, diğer tüm sınıfların olmayacağı gibi, köylü de olmazsa diğer hiç bir sınıf veya zümre kesinlikle olamaz. Zaten hayatta öyle değil midir ki; yani her şey birbirine tam olarak bağımlıdır. Yani; yaşam bir zincir şeklinde evrelerini devam ettirmeye veya tamamlamaya çalışır. Zincirin bir halkası olmazsa, diğer halkalar da olmaz veya bir işe yaramaz. 

 Ülkemizde Tarımı modernize etmek için, son yıllarda müthiş çalışmalar yapılmakta olup, bu konuda yeterince uzmanlaşmış insan sayısı da, günden güne müthiş artış göstermektedir. Bu konuda da bilindiği gibi en çok söz sahibi olan Ziraat Mühendisleridir. Ülkemizde özellikle son yıllarda yeterince Ziraat Mühendisi yetişmekte ve bu yetişen mühendisler gerekli donanımlara oldukça sahiplerdir. 

Bu konuda; hem Devlet, hem de özel teşebbüsler gerekli çalışmaları tam manasıyla yapmaya çalışmaktadır. Bunun yanı sıra toplum da artık üzerindeki ölü toprağını atmaya çalışıp, tam anlamıyla bilinçlenmeye veya gerekli donanım ve alınması gereken tedbirleri çok ama çok iyi almaya çalışmaktadır. 

(kadirdeveci78@gmail.com)

ENERJİ; BİR MİLLET VE ÜLKE İÇİN ÇOK ÖNEMLİDİR. ENERJİ HAFTASI HEPİMİZE KUTLU OLSUN....

Enerji; bir Ülke için çok hayati bir öneme sahiptir. Enerji demek bir Ülkenin yer altı kaynakları ile bağlantılı önemli bir kritik eşiktir. Yani bir Ülkenin yer altı kaynakları; bol ve zengin ise enerji üretimi veya verimliliği de o kadar mükemmeldir. Bu sayılanlar her zaman için birbirlerinin tam anlamıyla tamamlayıcısı konumundadır. Biri olmazsa, diğeri öksüz kalır. Birbirlerine tam olarak bağımlılık had safhadadır. 

Enerji her yönüyle incelenmesi gereken, ayrı bir özelliği olan, çok önemli hassas bir akademik ve bilimsel konudur. Bir çok bilimsel, akademik, ulusal, uluslararası makale ve tezlere önemli ama önemli faydası olmuş çok özel bir alandır. Bu alan zenginlik veya gelişme ile çok ama çok önemli paralellik gösterir. Burada dikkat çeken bir noktada Enerjinin bir Ülkenin Gelişmişliği ile çok önemli bağı olduğudur. Bu bağ şöyle açıklanabilir; Eğer bir Ülke Nükleer Enerjiye sahipse; bu durum o Ülkenin gelişmiş olduğuna delildir. Gelişme gerçekten de bir Ülke için çok önemli bir çıtadır. Bu noktaya gelmek öyle her ülkeye nasip olacak bir özellik değildir. Bu gelişmiş Ülkeler her yönüyle birinci sınıf özellikler gösterir. 

Enerji çeşitleri de oldukça fazladır. Bu enerjiler Doğal veya Yapay yollardan elde edilebilir. Önemli enerji çeşitleri Nükleer Enerji, Rüzgar Enerjisi, Kinetik Enerji, Potansiyel Enerji, Elektrik yolu ile elde edilen enerji, Sudan elde edilen enerji, Güneş enerjisi gibi daha bir çok enerji türü vardır. Bunlardan bizlerin veya bir Ülkenin Maksimum seviyede verim alması çok önemlidir. Enerji de; yer, konum, yükseklik, hız, sıcaklık çok önemli göstergelerdir. Ülkemizde Elektrik üretiminde en çok linyit, taş kömürü, petrol çeşitleri ve doğal gaz gibi fosil yakıtlar kullanılmaktadır. Ancak bu fosil yakıtların kullanılması neticesinde ortaya çıkan gazların havayı zehirlediği veya diğer tabiat üyelerine zarar verdiği kabul edilen acı bir gerçektir. Bu gerçeğe göre hareket etmek ve gereken tüm tedbirleri almak muhakkak çok önem arz eder. Bu nedenlerden ötürü alınan bir takım önlemler yetersiz kalmakla beraber, bu fosil yakıtlara alternatif doğal gaz kullanımı daha uygun olacaktır. Ancak kullanılacak doğal gaz da bizim ülke için çok yetersiz kalacaktır. Bu ve bunun gibi enerji ile ilgili olan sorunlara çok ivedi çözümler bulmak gerekmektedir. 

Türkiye'de fosil enerji kaynaklarının en bol bulunan türü düşük kaliteli linyitlerdir. Bunların çevreye zarar vermesi kullanımını düşündürür hale getirir. Bunların ayrıca başka yerler taşınması veya başka yerlerde kurulması da büyük sorundur. Yani ekonomik olarak da sorun teşkil edebilecektir. Tüm bu nedenlerden ötürü temiz enerji bizler için en önemli seçenek olarak karşımızda durmaktadır. Gerekli önlemlerin çok sıkı olarak alınması neticesinde Nükleer Enerji ve Hidrojen enerjisi temiz enerji olarak kabul edilebilir. Ancak bunların maliyetleri de oldukça çok yüksektir. Sonuç olarak tüm bu belirtilenler ışığında her şeyde olduğu gibi enerjide de temizlik çok önemli noktadır. Bu yüzden Ülkemiz için en sağlıklı olan enerji türü kullanılmalı ve bu temiz enerji kaynaklarını daha da etkin hale getirmek kaçınılmazdır. Tüm kaynakları gerektiği kadar kullanmaya çalışmalı ve Ülke menfaati için ne gerekiyorsa aynen uygulamaya çalışmak şarttır. En azından tüm Ülke olarak dışa bağımlığı minimum seviyeye indirmeli ve tamamen kendi öz kaynaklarımızla zirveye çıkmalıyız. Şunu hiç bir zaman unutmayalım ki Biz Dünyanın en güçlü devletiyiz. Her zaman da gücümüze güç katacağız. Bunu hiç bir güç engelleyemez. 

Hedef Dünyada her zaman, her şekilde Tek başına, Tek süper güç olmak. 

(kadirdeveci78@gmail.com)

25 Aralık 2014 Perşembe

SEVGİLİ CAN DOSTUM YUMOŞ ANISINA.........

Şu fani dünyada her an ölümle baş başa iken bir çok insan Dünyaya neden geldiğini veya niçin yaşadığını bilmemekte veya öğrenme zahmetinde bulunmamaktadır. Dünyanın sadece kendisine ait olduğunu düşünür fakat gerçek öyle değildir. Bu dünyada sadece insanlar yaşamamakta, bir çok canlı yaşamaya çalışmaktadır. Bu canlılar arasında öyle bir dost vardır ki; bu da bizlerin can dostu köpeklerimiz yani canlarımızdır. Bu kıymeti paha biçilmez olan dostlarımızın değerini çok iyi bilmeli ve onları her zaman mutlu etmeliyiz.  

Bu Dünyanın Üstü varsa altı da var hesabını çok az insanın yaptığı muhakkak çok acı bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. Maalesef öyle hain öyle gaddar insanlar vardır ki; bunlara insan demeye dilimiz varmamakla birlikte, bu tiplerin bırakın canlıların kıymetini bilmeyi, onları yok saymak için ellerinden geleni yapmaya çalışan bu yaratıklar, ne insan kıymeti bilir ne de bir can kıymeti. Bu karakteri beş para etmeyen mahluklar, bizim sevgili can dostlarımıza o kadar çok kötülük yapmalarının yanında, onların yaşamlarına kast etmeye çalışırlar. Bunlar ne kadar aşağılık insanlardır ki, bu tiplerde ne din, ne iman, ne sevgi, ne saygı, ne merhamet hiç biri olmayan yaratıklardır. Bu tipler; topluma ve millete her yönüyle zarar veren toplumun hastalıklı ruhlarıdır. Bunları acilen kurutmaya çalışmalıyız. Bunları toplumdan söküp atmalıyız. Burada önemle üzerinde durulması gereken bir konuda toplumdaki akil insanların yeterince faal çalışmadıklarıdır. 

Toplum bu yönden gerçekten çok can çekişmektedir. Özellikle bir Hoca kolay kolay yetişmemekle birlikte, tam manasıyla bu konuda uzmanlaşmış olanları da çok az bulunmaktadır. Gerçek manada yetişen hocaları çevremizde acilen görmemiz gerekmekle birlikte, toplumun çok acil ruh halini değişime sokmak zorunluluktur. Birde ailelerin gerekli donanıma kavuşması ve tüm manevi hasletlere çok iyi sahip olmaları gerekliliktir. Yetiştirdiği evlatlarını; her yönüyle dört dörtlük yetiştirmeye azami gayret göstermelidirler. Onlara başta ALLAH sevgisini, Kuranı Kerim sevgisini Hz. Muhammet (S.A.V) sevgisini, diğer tüm değerlerimizin sevgisini ve Tüm Canlıları sevmeyi acilen öğretmelidirler. Bu noktada özellikle ama özellikle hem ailenin hemde hocanın birlikte yardımlaşma yaparak yetişen yeni nesli veya tüm insanları en iyi bilgilerle ve manevi iklimle en süper duruma getirmeye ivedi çalışmalıdırlar. 

Tüm Canlılarımıza gereken saygı ve önemi acilen vermek bizler için son derece mühimdir. Burada üzerinde durulması gereken bizim Yumoş ise; gerçekten hak etmediği bir zülme maruz kalarak ölüme yürümüştür. Bu ne biçim insanlık ve kendini bilmezliktir. Bu bir aymazlıktır. Bu en ağır hakaretlere maruz bırakılacak tipler için söylenecek sözlerin hepsinin çok az kaldığı bir durumdur. Bu cana kıyanlar elbette en acı durumlara düşeceklerdir. Bu bir kaçınılmaz sondur. ALLAHIMIZIN verdiği canı ALLAHIMIZDAN başkası kesinlikle ama kesinlikle alamaz. Bu konuda herkes üzerine düşeni acilen yapmalıdır. ALLAHTAN korkmayı çok iyi öğrenmelidir. Herkesin ayağını denk alması şarttır. YÜCE YARADAN bu yapılanların hesabını muhakkak soracaktır. O cana kastedenler en ağır şekilde cezalandırılacaktır. Sen çok rahat uyu Eyy!!! Can Dost.....HER ŞEY ALLAHINDIR.... Ondan geldik ona döndürüleceğiz. BU YAPILANLAR ELBET KARŞILIK BULACAKTIR. "İNNA LİLLAHİ VE İNNA İLEYHİ RACİÜN............."

(kadirdeveci78@gmail.com)

23 Aralık 2014 Salı

YDS SINAVI NASIL KAZANILIR VE BU SINAV HAKKINDA ÇOK ÖNEMLİ İPUÇLARI

Tüm sınavlarda olduğu gibi dil Sınavları'da çok önemlidir. Bu sınavlar kendi arasında çok değişik türlere ayrılmakla beraber, içlerindeki en önemlilerinden olan YDS özellikle kamuda devlet memuru olanları, hem maddi anlamda, hem de akademik kariyer için destekleyen özel bir konumdadır. Bu sınav; diğer sınavlar gibi çok çalışmayı gerektiren ve kendi içinde değişik çalışma şekilleri ihtiva eden zor olduğu kabul edilmiş eksantrik bir sınavdır. Bu sınava hazırlanmanın çok zor aşamaları muhakkak her sınavda olduğu şüphesiz vardır. Bu aşamaları; teker teker aşmak sınava hazırlanan her insan için çok ama çok önemlidir. Burada unutulmaması gereken noktalardan birisi de bu sınavın önceden KPDS olarak hükmünü devam ettirmiş olması ve daha sonra YDS şekline dönüştüğüdür. 

Bu sınavın bir kardeşi veya benzeri de ÜDS şeklinde belli bir süre devam etmiş olan özellikle akademik kariyer yapmaya çalışanların başvurduğu önemli bir sınav olmuştur. Her sınavda olduğu gibi bu sınavda da dikkat edilmesi gereken çok önemli hususlar vardır. Burada bizlere düşen çok kritik analizler vardır. Öncelikle; kelime hazinemizi çok ama çok iyi geliştirmeliyiz. Günlük; en az 10 kelime öğrenmeye azami özen göstermeliyiz. Dilin inceliklerini, çok iyi anlamaya çalışmalı ve kritik noktalara daha çok önem vermeye aşırı gayret sarf etmeliyiz. Özellikle zamanlara ve dil bilgisine yani gramere azami dikkat göstermeliyiz. Bunlar hakkında geçmiş yıllarda çıkmış soruları çok ama çok iyi analiz ederek çözmeye çalışmalıyız. Geçmiş yıllarda çıkan soruların püf noktalarını özellikle dikkate alarak bu durumları sık sık gözden geçirmeye soruları tekrar tekrar çözmeye özellikle özen göstermeliyiz. Şu noktayı hiç bir zaman aklımızdan ve fikrimizden hiç çıkarmadan hareket etmeliyiz. Soruyu tam anlamak cevabın yarısını bulmak demektir. Yani burada soruyu her zaman çok iyi anlamaya aşırı gayret göstereceğiz. Ondan sonra çok az bir gayretle doğru sonuca doğru varırız. Soru çözme tekniklerini de sürekli güncel tutmaya çalışmalıyız. 

İngilizce dil bilgisi veya gramerde istisnai durumları her zaman çok dikkate almalıyız. Çünkü genelde bu tipte sorulara daha çok önem verilir. Birde bazı klişeleşmiş durumlar vardır. Bunlarda hiç bir zaman unutulmamalıdır. Nereye ne geleceğini veya ne gelmeyeceğini çok ama çok iyi bilmemiz çok önemlidir. Günlük muhakkak yabancı dil üzerine yazılmış makale veya kitap okumalıyız. Yabancı filmleri özellikle izlemeye çalışmalı ve alt yazılı olanları genelde tercih etmeliyiz. Yabancı müzik dinlemek ve değişik tarzda konferansları izlemek veya dinlemek de bizlere çok fayda sağlayacaktır. İş yaşamında ve akademik kariyer durumunda da, özellikle istenen üç durum olduğunu hiç bir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız. Yabancı dildeki bu 3 durum; Okuma bilgisi, Yazma bilgisi, Anlama bilgisi çok ama çok önemlidir. Bir insan kariyer yapmak ve bir yerlere gelmek istiyorsa bu sayılanları çok iyi duruma getirmelidir. Şunu hiç bir zaman unutmamalıdır. Bir dil bir insandır. İki dil bilmek ise iki insana denk gelir. Bu durumu çok iyi analiz ederek zengin bir insana dönüşmek hedef olmalıdır. 

Sonuç olarak; dil bilgimizi muhakkak çok üst düzeylere getirmeliyiz. Hatta yapabiliyorsak 3-4 dil öğrenmeye özellikle itina göstermeliyiz. Dil bilmek başka milletleri de tanımaktır. Onların kültürlerini ve yaşantılarını öğrenmek anlamına gelmektedir. Bir toplumun kültürel olarak zenginleşmesi ve muassır medeniyetler seviyesine gelmesi için çok önem ihtiva eder. 

Haydi!!!! hep birlikte tüm dilleri isteyerek ve anlayarak öğrenip, öğretmeye. Dil bilgisi seviyesini maksimum düzeye çıkartmaya. 

(kadirdeveci78@gmail.com)

22 Aralık 2014 Pazartesi

MARKALAŞMA VE SÜPER MARKALAR

Markalaşma; Dünyada yaşayan her insan ve sektör veya şirket için gerçekten çok ama çok önemlidir. Bu yöntemi; tam manasıyla uygulayabilen firma veya kuruluşlar, hakikaten çok iyi yerlere gelmişlerdir. Bunun en açık örneği Ülkemizde ve Dünyada NİKE dır. 

Nike; özellikle kalite yönünden başarılı çalışmalar ile çok üst seviyelere çıkma başarısı göstermiştir. Özellikle son yıllarda; Dünya üzerindeki tüm kıta ve bölgelerde çok mükemmel noktalara ulaşma başarısı gösterebilen ender markaların başında gelmektedir. Nike; gerçekten Kalite anlamıyla seviyesini çok ama çok üst düzeyde tutarak, bizlere çok güzel örnek teşkil etmekte ve etmeye de halen devam etmektedir. Bu Nike markası; Türk toplumunda da kendini özellikle en güzel şekilde kabul ettirme başarısını çok ama çok iyi göstermiştir. 

Türk Milleti olarak bizler; her alanda Kaliteyi, kendimize mükemmel bir elbise olarak biçmiş konumdayız. Bu yolda da önümüze çıkan veya çıkabilecek tüm engelleri muhakkak aşacağımız çok aşikardır. Bizler doğuştan çok şanslı bir milletiz. Çünkü bizler asil Türk Milletiyiz. Türk Milleti; her zaman Zekidir, Çeviktir, Atiktir ve Son derece Pratiktir. Bilimde, Teknikte hemen hemen tüm alanlarda gerçekten çok ileri bir seviyeye çıkma başarısı göstermiş ve göstermeye de her zaman devam edecektir. Toplum olarak Markalaşmaya elimizden geldiği kadar çok ama çok önem vermesi gerektiği durumunu, bizlerin her zaman göz önünde bulundurması gerektiği çok önemli bir kritik eşiktir. 

Markalaşmayı hedefleyen bir firmanın, salt kendi varsayımları ve pazar algılamaları ve marka stratejisi geliştirmeye girişme riski hayli yüksektir. Hakiki tüketicilerin; (müşterilerin ve potansiyel müşterilerin) pazardaki mevcut markalara ve önerilen/geliştirilen markaya yönelik tutumlarının/reaksiyonlarının varsayılandan farklı olması olasılığı her zaman için vardır. 

İyi tasarlanmış bir araştırma, hem doğru markalaşma stratejisinin geliştirilmesini besleyecek, hem de markalaşma sürecini sürekli izleme altında tutarak, yanlış ya da zamansız girişimlerin yol açacağı maliyetlerden korunmasını sağlayacaktır. Markalaşma; bir firma için teşebbüs olmaktan çok, stratejik bir konu şeklinde değerlendirilmelidir. Nitekim markalaşmanın, markalaşmaya hüküm veren kuruluş için uzun dönemde son derece önemli kazançları vardır. 

Markalaşmanın en önemli kazanımlarından birisi, müşterilerinin ihtiyaçlarını tatmin etmeyi ve yapılan yarışta başarılı bir netice sağlamayı amaçlayan bir kuruluşa adeta bir kalıcılık fırsatı arz etmesidir. Nitekim, çıktının geçici olduğu bir pazarda, bir markanın yaşam beklentisine limit koymak mümkün değildir. Takdire şayan bir markalaşma stratejisi; takip eden bir şirket için artık ürünleri fani, markası ise daimi şekilde kalacaktır. 

Markalaşma; firmaya belirli bir müşteri portföyü sağlayacağı için, üretimin öngörülebilir bir isteğe göre düzenlenmesi ve birim maliyetlerin kontrol altında tutulabilmesi gibi ek fırsatlar ortaya çıkacaktır. Araştırmaların ortaya koyduğu en ilginç neticelerinden biri de, özellikle “büyük marka” olarak tanımlanan markaların ürünlerinin, içerdiği gözle görülür fiziki ürün özelliklerinin ötesinde tüketiciler nezdinde daha farklı bir değere sahip olduklarıdır. Algılanan değerinin yüksek olması bir markanın pazar lideri konumuna ulaşmasında en başta gelen etkenlerden biri durumundadır. Kısacası, bir marka müşterileri nezdinde üstün bir algılanan değere sahip olduğunda pazar performansı da buna paralel olarak artmaktadır. 

Markalaşma; tüketicilerin satın alma kararları üzerinde markalaşmamış ürünlere göre rekabette avantaj sağlamaktadır. Zira markalaşma, standart kalite ve hizmet garantisi içerdiği varsayımıyla tüketicinin alışverişinde hata riskini azaltan bir unsur olarak değerlendirilmekte, markalaşmış ürün ve firmaların markalaşmamış ürün ve firmalara tercih edilmesini sağlamaktadır. Ancak, markalaşmanın bir ürün ya da şirketin piyasadaki hissedilen kıymetini artırması ve piyasada istenen şekilde konumlanmasını sağlayabilmesi belirli şartlara göredir. Eğer markalaşmak isteyen şirket tarafından tutarlı olarak ulaştırılan ve sergilenen iyi tanımlanmış belli değerler söz konusu değilse, reklam, promosyon, ad değişikliği, logo tasarımı ve diğer uygulamalar hiç bir şekilde başarılı bir marka meydana getirmek için yetersiz kalacaktır. 

Markalaşmanın başarılı bir girişim olabilmesinin ön şartlarından biri, ürün ya da şirkete kişilik kazandırmaktır. Şimdiki zamanda bir numara markaların hepsi, tüketicileri ve potansiyel tüketicileri hafızasında bilinen özgün kişilikleri vardır. Araştırmalar, müşterilerin markalar ile etrafındaki insani şahsiyetlerle girdikleri cinste ilişki içinde oldukları aşikardır. Belli başlı markalar müşterilerin rasyonel yönlerine (bir şampuanın saç dökülmesini önlemesi gibi) çekici gelirken, kimi markalar da müşterilerin duygusal yanlarına hitap etmektedirler. Hangi yön olursa olsun, marka kişiliğinin müşterilerin alış veriş yapma kararları üzerinde oldukça etkilidir. 

Marka şahsiyetinin önemli şekillerinden biri de, müşterinin söz konusu markalı malları kullanarak veya söz konusu marka/şirket alışveriş yaparak mevcut ya da özlemlediği hayat tarzını, başkalarına göstermek istediği farklılığını ifade eder. Markalaşma da gerçekten çok başarılı olmuş, yani piyasa da kendini tamamen kabul ettirmiş bir çok firma bulunmaktadır. Bunlar piyasada gerçekten elit bir tabaka oluşturmuştur. Bunları gelişmek isteyen veya başarıya aç kalmış, tüm birey veya kuruluşların çok iyi örnek alması ve ona göre davranması kendi açısından çok ama çok iyi olacaktır. Bu kuruluşların Borsa düzeyindeki durumları gerçekten çok iyi konumdadır. Bunun bilincinde hareket etmek gerçekten herkes için çok iyi olacaktır. Bu firmalar başta Nike olmak üzere, Google, Apple, Iphone, Samsung, Sony, Coca Cola, Pepsi, Adidas, Puma, Lassa, Prellı, Good Year vs. bir çok önemli firma vardır.Bunlar gerçekten Dünya piyasasında çok önemli yerlere gelmiş ve gelmeye de her an devam etmektedirler. 

Sonuç olarak; öncelikle bizler birey olarak, Kaliteyi her zaman bir elbise olarak kendimize tam manasıyla uyarlamalı ve etrafımızı da bu yönde bir tutum sergilemeye zorlamalıyız. Özellikle bireysel olarak; bilim ve teknikte veya başarı da çıkılabilecek en maksimum seviyeye çıkmak birincil hedefimiz olmalı ve bu şekilde piramidin üstüne doğru yani en üstte bulunan idareciye kadar en güzel şekilde yayılmalıdır. Sonuçta; tüm toplum veya Ülke olarak başarıda, ilimde, fende, bilimde, teknikte, teknolojide ve zenginlikte en önemlisi kalite ama kalite de en süper güç olmamız kaçınılmaz bir gerçektir. 

BİREY OLARAK, MİLLET OLARAK HER ZAMAN HEDEF ON İKİ OLMALIDIR. BU BİZİM EN BÜYÜK İDEAMIZDIR.

(kadirdeveci78@gmail.com)

20 Aralık 2014 Cumartesi

ARALIK AYI İLE KIŞ KAPIYA GELDİ

Aralık ayının gelmesi ile her yıl soğukların en önemli habercisidir. Kış soğukları bu ayla birlikte kapımızdan içeri girer. Bu soğuklarla; insanlarda artık soğuklardan nasıl korunmak gerektiği konusunda çok çeşitli tedbirlere başvurmaya başlar. Bu nedenlerden dolayı insanlar ısınma ihtiyaçlarını, genelde odun veya kömür ile sağlamaya çalışır. Bu sayılanların yanı sıra günümüzde kullanımı yaygınlaşmaya başlayan doğal gaz da çok önemli bir ısınma araç ve yöntemidir. 

Birde burada özellikle belirtilmesi gereken teknolojik bir araç olan Ülkemizde veya sıcak iklimli bölgelerde kullanılan Klimada çok önemli bir ısınma aracıdır. Bu sayılan ısınma araçları, biz insanlara gerçekten çok ama çok fayda sağlamaktadır. 

Kış günlerinin en zayıfları, muhakkak ki kimsesizler veya fakir olan insanlardır. Tabii bunların yanında aç ve susuz kalmış sokaklar da yaşayan canlılardır. Soğuk kış günlerinde sıkıntılar daha da katmerli olmaktadır. Bu yüzden kış günlerinde, tüm şartları veya yaşam koşullarını daha iyi konuma getirmek veya çok iyi olgunlaştırmak büyük zorunluluktur. 

Ülkemizde ve Dünyada dışarı da kalmışlara, aç ve susuzlara, hep kapılarımızı açmak ve onları bir nebzede olsa sevindirmek önemli bir davranış olacaktır. Tüm insanlığın ve duyarlı vatandaş veya kişilerin kesinlikle olumlu bir tutum içinde olması çok ama çok önem ihtiva eder.

(kadirdeveci78@gmail.com)

16 Aralık 2014 Salı

27 ARALIK GÜZEL TÜRKİYEMİN EN NADİDE ŞEHRİ TARSUSUMUN KURTULUŞU TÜM İNSANLARIMIZA KUTLU OLSUN

Tarsus bir dünya şehri olması yanı sıra, bir çok önemli aktiviteye imza atmış, İl olacak seviyede Türkiyemin eşsiz şehirlerindendir. Bu şehir ki; buram buram tarih kokar, etrafına mis gibi maneviyat saçar. 

Bu maneviyatı ve tarihi harika şehri en kalbi duygularla sevip sarmalamak, bizlerin en önemli hayat felsefesi olmalıdır. Böylelikle bu güzel şehrin biraz tarihi geçmişini  hatırlayacak olursak, muhteşem güzelliklerle dolu olduğunu muhakkak hepimiz çok iyi anlamış veya görmüş oluruz. Bu tarihi şehir nice nice badireler atlatmasına rağmen, halen dimdik çok sıkı bir şekilde ayakta durmaya devam etmektedir. 

Bizlerde bu elimizdeki kıymeti takdiriyesi çok büyük olan Şehrimizi, memleketimizi her zaman her yönden desteklemeye, geliştirmeye, daha da büyütmeye ve güzelleştirmeye özellikle çaba göstermemiz gerek ve şarttır.  

Bu özel günde, yani 27 Aralık günü; bir çok önemli etkinlikler organize edilmekte, özellikle Tarsus Belediyesi, yani Tarsus'a büyük katkı sunan Yerel Yönetimimiz ise; elinden gelen tüm imkanları özellikle tam anlamıyla seferber etmekte olup, adeta o güne munhasıran bir seferberlik edası içinde canla başla büyük bir çalışma ve tempo içine girilir. Bu önemli günde Örneğin ; Mevlidi Şerif okunması, Eshabı Kehf Ziyaretleri, Sinsin gösterisi, çok özel konserler ve daha bir çok güzel organizasyon, etkinlik, eğlence tam anlamıyla en mükemmel haliyle yerine getirilir. Bu muhteşem günde; bir çok vatandaşımız, halkımız, insanımız; bugünü en güzel şekilde geçirmeye ve değişik etkinliklere katılarak mutluluk ve huzur içinde yad etmeye çalışır. 

Bu muhteşem günün yani 27 Aralık'ın; Tüm Tarsuslulara Güzellik ve Mutluluk getirmesi dileğiyle.... 

Bu günün tüm Tarsuslular için Kutlu ve Umutlu  olması temennisiyle....

(kadirdeveci78@gmail.com)

3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN

Her yıl olduğu gibi bu yılda 3 Aralık Dünya Engelliler Gününü huzur ve mutluluk içinde kutlamaya, engelli kardeşlerimizin halinden her zamankinden daha  çok anlamaya çalışarak geçirdik.  Bu çok özel günler tüm insanlık için gerçekten ayrı bir niteliktedir. 


Bu günleri ve daha doğrusu her günümüzü çok iyi değerlendirerek, tüm engelli vatandaşlarımızı her zaman olduğundan daha çok gözetip kollamaya, onlara her an yardımcı olmaya, elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız. 



Şunu hiç bir zaman Unutmayalım ki; her insan her an için engelli adayıdır. Bu bilinç ile hareket etmeli, tüm insanlığı da bu yönde ciddi bir şekilde uyarmalı ve onları daha da bilinçli olmalarını sağlamalı, her insanın birbirinden azami surette  çok ama çok duyarlı bir hale gelmesi için var gücümüzle çalışmalıyız.


Dünyada veya yeryüzünde yaşayan  her İnsanı her canlıyı daima çok değerli görerek, insanlığı her zaman ön planda tutmalıyız.  Hatta bu durumu daha genişleterek tüm CANLI ve CANSIZ ne varsa hepsini her haliyle önemsemek, benimsemek, kabullenmek en önemli İnsanlık görevimiz veya vazifemiz   olmalıdır. 

Her insan; birlikte yaşama kültürünü çok iyi anlamalı ve hayatına da aynı derecede uygulamalıdır. İnsan; insan olduğunu hiç bir zaman unutmamalıdır. Çevreye duyarlı olmak en önemli insanlık vazifelerindendir. 

(kadirdeveci78@gmail.com)

12 Aralık 2014 Cuma

WEB SİTESİ KURMA HAYALİMİ ÇOK ŞÜKÜR GERÇEKLEŞTİRİYORUM

Uzun yıllardır Web sitesi kurma hayalimi İnşaallah çok kısa zamanda gerçekleştirmeye çalışıyorum. Bu benim önemli hedeflerimden birisiydi. Bu hedefimin gerçekleşmesi için İnşaallah çok gayret etmeye çalışacağım. Özellikle bu konu ve bu konuya yakın diğer hususlarda da çok başarılı çalışmalar yapmaya, İnşaallah tüm gücümle çalışacağım. Bunların tam olarak yapılması ile bir idea, bir hedef gerçekleşmiş olacak ve bu bizleri çok ama çok mutlu edecektir. 

Bilgisayar dünyasına hakim olmak, özellikle teknoloji ve bilimi çok yakın markaja almak bizim için çok ama çok önemlidir. Bu önemin her an farkında olmak ve buna göre çalışmalar yapmak en büyük amaçlarımız arasındadır. 

Dünyada ve Ülkemizde teknoloji çok hızla gelişim göstermekte ve göstermeye de son hızla devam etmektedir. Bizlerin bu gelişmelere uzak kalması kesinlikle ama kesinlikle düşünülemez. Bilakis; bunların her an ve her saniye içerisinde olması için tüm gücümüzle uğraş vermek kaçınılmaz bir gerçektir. Bu gerçeği hiç bir zaman aklımızdan çıkarmadan mücadele etmek gereği hasıl olmuştur. 

İnsan bir iş için uğraş verdiğinde bazı şeyleri tam anlamıyla göremeyebiliyor. İşte bu göremediğimiz noktaları görüş farkıyla fark etmek zorunluluktur. Her an her saniye tüm gelişmeleri yakından takip etmek bir gereklilik göstermektedir. Sitenin eksiklerini en ince ayrıntılarına kadar tespit etmek bizler için kolay olmayacaktır. Ancak bu durumun farkında olarak eksikleri bir an evvel çözmek acil bir gerekliliktir.

(kadirdeveci78@gmail.com)

4 Aralık 2014 Perşembe

4 ARALIK 2014 DÜNYA MADENCİLER GÜNÜ MİLLETİMİZE HAYIRLARA VESİLE OLSUN

Bilindiği üzere 4 ARALIK; Dünyada ve Ülkemizde Madenciler günü olarak bilinmekte ve bugünün anlam ve önemi tüm hassasiyet ve ciddiyet içerisinde, Dünyada ve Çok Sevdiğimiz Ülkemizde canı gönülden coşku ve sevinç içerisinde kutlanmaktadır. 

Bugünler bizler ve özellikle madenlerde gecesini gündüzüne katıp, çok zor şartlar altında çalışan madenci kardeşlerimiz için çok ama çok önem ihtiva eden ÖZEL günlerdir. Çünkü bu günlerde; kendilerine bir nebzede olsun gelmeye, az da olsa sıkıntı ve dertlerinden arınmaya çalışırlar. Ama iş burda bitmemektedir. Acil çözüm bekleyen sorunlar çoktur. 

 Maden konusu; hem bizler, hem de tüm dünya için gerçekten çok hassasiyet içeren, özellikle çok önem ihtiva eden kendine özgü bir konudur. Bu konu üzerinde; hem bizlerin hem devletin, hem de özel sektörün veya bu konuyla ilgilenenlerin, özellikle çok ama çok durmaları, üzerine aşırı derecede kafa yormaları ve bu sektördeki tüm sorun ve problemlere çok ivedi çözüm yolları üretmelidirler. Özellikle ama özellikle; Buralarda çok önemli İş Sağlığı ve Güvenliği tedbirleri alınmalı, buradan ekmek yemeye çalışan tüm insanlarımıza,çok ama çok kolaylıklar sağlanmalıdır. Gerekli kanun ve düzenlemeler bir an evvel hayata geçirilmelidir. 

Buradaki sorunlar bizzat yerinde tetkik ve tespit edilmeli. Bu incelemelere göre sonuçlar ortaya konmalıdır. Özellikle buralarda çalışan insanların sorunları birinci ağızdan dinlenmeli ve onların ifadeleri çok ama çok dikkate alınmalıdır. TBMM veya Devlet üzerine düşen görevleri çok ivedi şekilde yerine getirmelidir. İllaki bir sorun veya bir kaza sonucu çözüm yolları değil, bu olaylar meydana gelmeden gerekli çözüm ve yöntemler hayata geçirilmelidir. Ama maalesef; bizim Ülkemizde herhangi bir olay olduktan sonra, bazı kararlar alınmakta, bu sebepten dolayı da çok canlar yanmaktadır. 

Canların yanmaması ve Ailelerin ocaklarına ateş düşmemesi için gereken ne varsa ortaya konmalı ve her alanda çok sıkı tedbir, önlem, çözüm veya adı her ne ise tüm gerekli görülen usüller acilen yerine getirilmelidir. İnsanları güvenli ve sağlıklı ortamlarda çalışmaya ikna etmleiyiz. Onlara her zaman tam manasıyla güvence vererek daha iyi iş çıkarmalarına özellikle yardımcı olmalıyız. Bu durum hem bizler, hem Ülke, hem devlet, hem de millet için çok mükemmel bir vaziyettir. Bu Vaziyetin derhal yerine getirilmesi, görevlilerin boynunun borcudur. 

Ülkemizde maden denince özellikle aklımıza Kömür madenimiz gelmekte ama kömürden başka da bir çok maden çeşitlerimiz bulunmaktadır. Özellikle Bor Madeni; ülkemizin adını Dünayaya duyuran çok önemli madenlerimizdendir. Daha bir çok madenlerimiz de Ülkemizin kalkınmasına ve ekonomimizin gelişmesine özellikle ama özellikle çok büyük katkıda bulunmaktadırlar. Baştada belirttiğimiz gibi, Kömür madeni özellikle yaygın olan madenlerimizden olup, 

Ülkemizde özellikle Zonguldak çevrelerinde Taş Kömürü en meşhurudur. Yine Linyit Kömürümüzde özellikle Soma ve çevrelerinde çıkartılmaya çalışılan madenlerimizdendir. Dediğimiz gibi daha bir çok maden yeri, yatağı, havzası, ocağı mevcut olmakla birlikte, bunlara eklenen daha bir çok yerimizde bizleri memnun etmektedir. Sonuç olarak; Ülkemizin yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin kıymetini çok ama çok iyi bilerek, bunlardan maksimum düzeyde faydalanmaya, İş Sağlığı ve Güvenliği tedbirleri içerisinde, özellikle özen gösterek hareket etmeliyiz. Hayatımızda her zaman ama her zaman şu ilkeden kesinlikle taviz vermemliyiz. " ÖNCE SAĞLIK " VEYA " ÖNCE İŞ GÜVENLİĞİ " Zaten şu açık bir gerçektir. İnsanın Sağlığı olmazsa hiç bir şey yapamaz. O nedenle Sağlığa çok ama çok önem vermeliyiz. Daha Sonra da İŞ GÜVENLİĞİ çok önem ihtiva eder. 

HALK İÇİNDE MUTEBER BİR NESNE YOK DEVLET GİBİ, OLMAYA DEVLET CİHANDA BİR NEFES SIHHAT GİBİ.... TÜM MADENCİ KARDEŞLERİMİZİN VE BAŞTA TÜM ÜLKEMİZİN, DEVLETİMİZİN, MİLLETİMİZİN 4 ARALIK DÜNYA MADENCİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN......

(kadirdeveci78@gmail.com)

Öne Çıkan Yayın

KELEBEK