31 Ocak 2015 Cumartesi

GECE VE GÜNDÜZ

Gece ve gündüz hayatımızın içinde olan en önemli zamanlardır. Gece olmazsa gündüz, gündüz olmazsa gece olmaz. Gece ve gündüz ikiz kardeş gibidir. İkisi birbirinden asla ayrılmaz. Dünya döndükçe veya var oldukça bu ikili sürekli birbirini takip ederek,  kendilerine verilen görevleri harfiyen yerine getirmeye devam edeceklerdir. 

Gece; Güneşin batması ile havanın kararması veya dünyanın güneş ışığından mahrum kaldığı, gözün gözü görmediği mucizevi bir zaman dilimidir. Gece olduğu zaman; gökyüzü yıldızlar ve ayın kendilerini göstermesi suretiyle, büyük bir fotojenik sahneye dönüşür. Bu sahne ki; yeryüzüne  muhteşem bir seyir görüntüsü ortaya koyar. Bu görüntüyle insan resmen kendinden geçer, adeta büyülenmiş bir havaya bürünür. Bu durum yaklaşık yarım gün kadar devam eder ve yerini kardeşi olan Gündüze bırakmasıyla son bulur. 

Gündüzün habercisi her zaman Güneştir. Güneş ve gündüz tek yumurta ikizleri gibidirler. Gündüz; sabahın ilk ışıkları ile güneşin yeryüzünü aydınlatma merasiminin ilk adımıdır.  Bu şekilde başlangıç gösteren gündüz kendi içinde zaman dilimlerine ayrılarak  tüm görevini harfi harfine yerine getirmiş olur. Bu önemli süreç; Güneşin batması ve akşamın olmasına kadar devam eder. 

Hem gece, hem de gündüz kendine özel bölümleri ile insanların hayatına, çok güzel renk ve heyecan katar. Örneğin; gündüzleri insanlar, zamanlarını genelde yapılması gerekli olan işlerine harcarlar. Akşam olduğunda ise; genelde dinlenilerek veya komşu, akraba gibi çevrelerde düzenlenen etkinliklere misafir olarak gidilir. Daha sonra ise gece devreye girmesiyle insanlar uykularına çekilir. 

Sonuç olarak her iki süreçte muazzam öneme sahiptir. Bu bahse konu olan süreçler insanların hayatlarında hemen hemen her noktasında çok önemli rol alırlar. O nedenledir ki; hem gece hem gündüz de geçirilen  bu muazzam zamanlar çok iyi değerlendirilmeye veya idrak edilmeye çalışmalıdır. Bize bahşedilmiş bu harikulade vakitlerin kadri kıymeti çok iyi bilinmelidir. Unutmayalım ki; iki günü aynı geçen zarar konumundadır. 

( kadirdeveci78@gmail.com) 

BİLİM VE TEKNOLOJİ ÇAĞI

Bilim ve Teknoloji özellikle son yıllarda daha çok ilerleme ve gelişme başarısı göstermiş ve göstermeye de halen devam etmektedir. Dünyanın neresinde olursa olsun, hemen hemen tüm ülkeler, teknoloji ve bilime gereken önemi her alanda daha da çok vermeye özen göstermektedir. Çünkü; Teknoloji ve Bilim her Ülke veya Devlet için en stratejik unsurlar arasında yer alır. 

Bilim ve Teknoloji bir Ülkenin çağdaşlaşma alametlerinin en güzel vasıfları arasında yer alır. Bilim demek; bir Ülke için içerisinde çok büyük maddi ve manevi değerler barındırır. Bu değerlerin başında da bilimsel çalışmalar ve faaliyetler gelmektedir. Bu çalışma ve faaliyetler Ülkeler bazında gerçekten çok büyük etikettir. 

Tabii ki burada ki en önemli kilit nokta ise, her zaman olduğu gibi İnsandır. İnsan tüm bu çalışma ve faaliyetler kapsamında gerçekten her noktada, her safhada sürekli bir çok önemli rol alma başarısı gösterir. Teknoloji ve bilim; bir ülkenin can damarı veya yaşam iksiridir. Bu yaşam iksirine sahip ülkeler ise tam gelişmiş ülkelerdir. 

Teknoloji ve bilimi kullanma çabası içinde olanlar veya kullanmak için elinden geleni yapanlar, gelişmeye aday ülkelerdir. Bilindiği gibi gelişmek veya bir yerlere gelmek hiç de o kadar kolay değildir. 

Her insan veya topluluk; Gelişme ve ilerleme için çok ama çok büyük mücadele ve çalışma yapmalıdır. Gelişme ve İlerleme yönündeki bütün argümanlar kontrollü olarak harekete geçirilmeli, bu yönde çalışma yapan veya gelişme sağlamış Ülkeleri de çok iyi tetkik ve analiz etmelidir. 

Teknoloji ve bilim alanında; bir çok önemli çalışma ve faaliyet, her zaman aynı hızla devam etmeye çalışmakta, hatta bu çalışma ve faaliyetler üzerine daha da çok şeyler koymak için tam güç halinde çalışılmaktadır. Özellikle; günümüzde teknoloji gerçekten çok ama çok iyi bir seviyeye geldiğinden, yeni yapılan tüm çalışmalar daha da hızlı sonuçlandırılmaktadır. 

(kadirdeveci78@gmail.com)

29 Ocak 2015 Perşembe

ŞİDDETİ HAYATINDAN HER ZAMAN ÇIKARMAYI ÇOK İYİ BİL

Şiddet her zaman her yerde her insan, her millet, her Ülke için hiç ama hiç uygun olmayan sağlıksız ve sorunlu bir davranış biçimidir. Tüm insanlığın bu durumun farkında olması ve bu bilinç ile hareketlerini daha da kontrol altına alması gerekir. Şiddeti her yönüyle, hayatımızın her zerresinden muhakkak tam olarak çıkarıp atmamız ivedilikle şarttır. Böylesi sağlıksız bir duruma dair hayatımızda hiç bir iz emare bırakmamalı ve herkesin veya tüm insanlığın kendine pozitif bir yaşamı seçmesi önemle gerekir. Tüm insanların çevresinde veya etrafında bu durum içinde bulunanları çok sıkı bir şekilde uyarması veya onları bulundukları ortamdan çok çabuk soyutlaması ivedilik ister. 

Bir insanın şu gerçeği hayatından hiç bir zaman çıkarmaması gerekir. Bu dünyada sadece iyiler yaşamamakta olup, bunların yanında kötülerin veya zararlı insanların da var olduğunu hiç bir zaman unutmamalıdır. Hayatta yaşarken adımlarımızı çok dikkatli atmalı ve tedbiri hayatımızın sigortası olarak görmeliyiz. Her şeyden daha önemlisi her zaman bilinçli ve kültürlü bir hayat yaşamaya azami gayret göstermeliyiz. Hayatımızı bilime ve teknolojiye ve dahi sağlıklı, güvenli yaşam koşullarında sürdürmeye özellikle özen göstermeliyiz. Şiddetin her türlüsünü tüm ortamlardan, tüm koşullardan, tüm yaşamdan kesinlik tam manasıyla söküp atmalıyız. Yaşamımızı huzurla dolu bir ortama çevirmeye özellikle gayret etmeliyiz.
(kadirdeveci78@gmail.com)

EVRENSEL KANUNLAR

İnsan hayatta her zaman yalnız olmadığını, bu dünyada başkalarının da yaşadığını muhakkak fark ederek yaşamaya özellikle gayret etmelidir. Bu dünyanın sadece kendine ait olmadığını, başkalarının her türlü hakka sahip olduğunu ve onların da her türlü mal ve mülkten veya hukuktan nasiplenmesi gerektiğini, kendisinin sahip olabileceklerine onların sahip olabileceğini kesinlikle ama kesinlikle hiç bir zaman aklından çıkarmamalıdır. Sürekli kendini insanlığa daha faydalı bir hale getirmeye özellikle özen ve itina göstermelidir. Her zaman niyetini ve düşüncesini pozitif veya olumlu yönde tutmaya özellikle gayret göstermelidir. Evrenin veya Dünyanın neresinde olursa olsun bir insanın sahip olduğu hakka tüm insanlığın sahip olduğu gerçeğini hiç bir zaman unutmamalıdır. Dünyanın veya evrenin yaşanabilir veya hakka hukuka, adalete uygun bir yer haline getirmeye çalışmak tüm insanlığın acil görevidir. İnsan her yerde insandır Bu gerçek hiç bir zaman unutulmamalıdır. Ayda da İnsan İnsandır, Uzayda da insan insandır. Velhasıl dünyanın veya evrenin neresi olursa olsun her yer insana verilmiş ve onun tekeline sunulmuştur. Her İnsanda kendine bahşedilen bu muazzam dünya veya evreni hak ettiği gibi koruyup kullanmaya özenli bir şekilde devam etmelidir. Şunu hiç bir zaman aklından çıkarmamalıdır. Her canlının yaşam hakkı vardır ve bu hakkı kimse engelleyemez. Yani hak ve hukuk kimsenin tekelinde değildir.
(kadirdeveci78@gmail.com)

Amy Goodman at the NCMR 2007

Jesse Jackson at the NCMR

Geena Davis at the NCMR

Bill Moyers at NCMR 2007 -- PART 1

NLP and Anchoring: Learning the Basics of Emotional Mastery

The Secret - The Truth They Didn't Tell You

The Secret Formula For Success! (This Truly Works!)

DOĞUM GÜNÜNDE HATIRLANMAK NE KADAR GÜZELDİR

Her doğum günü insanlar için çok değişik duygular ifade eder. Çünkü her yıl ömürden bir yıl gitmektedir. Bu giden ömrün nerede, nasıl gittiği çok muamma bir durumdur. 

İşte ! bu durum insanı çok düşündüren kritik bir noktadır. Bir insan dünyaya teşrif etmesi veya doğum sonrasında, anne ve babasının büyük sevgi ve şefkati ile; büyüme ve gelişmeyi tam anlamıyla sağladıktan sonra, artık kendi hayat mücadelesini devam ettirme aşamasına gelmiş olur. Bu durum iyisi ile kötüsü ile insanın yıllarına yıl katarak devam eder. 

Yaşanan bu yıllar içerisinde insanın doğum gününde hatırlanması, bir nebze de olsa, onun hayatına çok ayrı bir zerâfet ve güzellik katar. İnsanoğlu; bu zerâfetin farkında olarak yaşamaya son derece gayret etmelidir. Elindeki bu güzel yılların kıymetini çok ama çok iyi bilmelidir. 

Her insan için doğum günü muhakkak çok özeldir. Bu özel durumu görebilen pek fazla insan yoktur. Ancak yine de duyarlı bazı insanlar, bu konuda oldukça büyük aşama katetmişlerdir. Özellikle; anne-baba, eş, dost yakın kimselerin doğum günleri her zaman öncelik gösterir ve onların yeri her yönüyle insan hayatına özellik katar. 

Artı doğum günlerinin en önemli özelliklerinden biri de,  insanın sediği insanlar tarafından hatırlanması ve değer verilmesidir. Bu şekilde insan; yakınları veya dostları tarafından hatırlandığını gördüğü vakit, vücudunun her yanını çok büyük bir mutluluk kaplar. Bu mutluluğu da aynen diğer insanlara da aynı oranda yansıtır. Onlar da bu mutluluk sayesinde, hayatlarına huzur ve dinginlik içinde devam etmeye çalışırlar. 

İnsanları böylesine özel ve güzel günlerde hatırlamak, onlara hatırlandığını hissettirmek, her an mutluluklarına ortak olmak ve onlara çok değişik harika hediyeler almak, gerçekten insanlık adına çok onur verici bir tutum ve davranıştır. Böylesine onur verici durum ve ortamlara, her insanın muhakkak katkıda bulunması ve  yaşamı bu tür güzelliklerle süslemesi muhteşem bir sanat olacaktır. 

Unutmamalı ki her insan değerlidir.   

(kadirdeveci78@gmail.com)

TARSUS TAŞKUYU MAĞARASI

Tarsus tarihi eserleri, yeşili, mavisi ve daha bir çok yönüyle buram buram medeniyet kokan harikalar diyarıdır. Bu güzel memlekette çok önemli turistik ve tarihi yerler bulunmakta olup, bunlardan birisi de  Eshab-ı Kehf Mağarası civarında bulunan Taş kuyu Mağarasıdır. 

Taş kuyu mağarası; özellikle Tarsus Belediyesinin çok büyük katkıları ile hem Dünyaya, hem de ülkemize çok güzel bir turistik merkez olarak kazandırılmış güzide bir yerdir. Buranın daha modern hale getirilmesinde, emeği geçen tüm kamu kurum ve kuruluşları ile vatandaşlarımıza ne kadar şükranlarımızı sunsak az kalır.  Tüm tarihi ve turistik eserlerimizde olduğu gibi; bu güzel eserde herkes tarafından takdirle karşılanmalı ve toplum olarak her zaman elimizden geldiği kadar tarihimize karşılıksız sahip çıkmalıyız. Böylesi güzide yerlerin yok olup gitmesine kesinlikle ama kesinlikle müsaade etmemeliyiz. Buna benzer eserleri de çok çabuk hem tarihe, hem topluma, hem de özellikle turizme acilen kavuşturmalıyız. Bu ülkenin veya vatanın topraklarının her karışında hepimizin hakkı olduğunu unutmadan yaşamaya azami gayret göstermeli ve bu bilinç içinde her karış toprağa bir zerre dahi zarar gelmemesi veya yok olmaması için canla başla mücadele vermeliyiz. Çünkü; bu güzel eserler bizlerin her zaman şahidi veya tanığı konumunda olup, bizlere veya yaşamış, yaşayacak insanlara her şekliyle tanıklık veya yarenlik edecektir. Tarih bilincini kesinlikle ama kesinlikle tüm toplumun tam olarak hissetmesi kaçınılmaz bir gerçektir. Tarihimize, Kültürümüze, örfümüze, adet ve geleneklerimize tam anlamıyla sahip çıkmak hepimizin boyun borcudur. Her zaman bu bilinç içinde olmaya ve yaşamaya özen göstermeliyiz.

(kadirdeveci78@gmail.com)

Change Your Thoughts, Change Your Circumstances! (Law Of Attraction) Pow...

Your Thoughts Are Creating Your Reality - Dr Wayne (Law of Attraction)

DÜZ LİSE VE MESLEK LİSESİ

Bir insan hayatta bir yerlere gelmek için tahsiline çok önem vermeli ve eğitim, öğrenim tercihlerini her zaman çok ama çok iyi kullanmalıdır. Bu yönlendirme tabii ki ilk başta aile ile başlar. Şöyle ki; bir çocuk dünyaya gelmesinde en büyük görev ve yetki şüphesiz anne ve babanın dır. Buna bağlı olarak ana-baba büyüme ve gelişmede çok önemli katkı sunar. Bu önemli katkılar içinde çocuğun okul hayatı ve seçeceği bölümlerde muhakkak vardır. İşte burada anne ve baba çocuğun genel durumunu çok iyi analiz etmeli, seçeceği eğitim-öğretim kurumunu veya Liseyi çok iyi belirlemelidir. Bu aşama da çocuğun yeteneklerinin ne yönde olduğu da çok iyi irdelenmeli veya analiz edilmelidir. Bu değerlendirme neticesine göre de çocuğa en uygun Lise veya Meslek Lisesine göndermelidir. 

Düz Liseyi tercih eden bir öğrenci eski durumda 3 yıl yeni durumda 4 yıl olan eğitim-öğretim müfredatını normal sözel ve sayısal dersleri görerek, en iyi şekilde bitirme telaşı içine girer. Bu 3 veya 4 yıllık eğitim öğretim sonucunda ise kendisine başarı seviyesine göre Lise Diploması veya mezuniyet belgesi verilir. Düz lise diploması alan öğrenciler; üniversite sınavına girmeye hak kazanır ve kendi çalışmaları veya dershane gibi eğitim öğretim kurumlarının yardım veya desteği ile iyi bir bölümü kazanma şansı elde ederler. 

Üniversite sınavını kazananlar eğitim öğretime devam ederek hayatına devam ederken diğer kazanamayan öğrenciler ise kendi hayat yolunu çizmeye çalışır.

Meslek Lisesini tercih eden bir öğrenci ise; Bu bölüm genelde teknik bilgi, yetenek ve sanatsal gelişime bağlı bir Lise türüdür. Bu mesleki lisede; bir çok teknik ve sanat bölümü mevcuttur. Bu bölümleri şöyle sıralayabiliriz; Elektrik, Elektronik, Torna-Tesfiye, Kimya, Mobilya ve Dekorasyon, İklimlendirme ve Soğutma, Bilgisayar, Dokuma, Motor vs. dir. Bu bölümlerde okuyan öğrenciler gerekli mesleki  bilgi ve beceriye ulaşır. 

Meslek lisesi bittikten sonra; Üniversiteye devam etmek isteyen öğrenciler ise; direk geçiş sistemi ile 2 Yıllık Meslek Yüksekokulunu okumaya hak kazanır. Daha üst bir öğrenimde okumak isteyen öğrenciler ise; Üniversite sınavına girmek suretiyle kendilerine uygun  4 Yıllık bölümlerden birini kazanmak suretiyle bu bölümde okuma şansına hak kazanır ve Üniversite eğitimine adım atarak geçilmesi gereken kimine göre kolay kimine göre ise zor aşamalardan geçerek eğitim-öğrenimini tamamlarlar. 

Sonuç olarak; Bir öğrenci ister Düz Lise de okusun isterse Meslek Lisesinde okusun,  hayat yolunda ilerlerken yaptığı tercihleri doğru yönde yapmak çok önemli altın kuraldır. Çünkü bu yolculukta yapılabilecek en ufak yanlış bir hareket, hayatın içinde çok acı ağır tecrübeler yaşanmasına  neden olur. 

Hayatta adımlarımızı her zaman sağlam atmalı ve dengede kalmayı çok iyi bilerek, hareket kabiliyetimizi çok iyi  geliştirmeliyiz.

Lütfen tercihlerimizi doğru yapalım.... 

(kadirdeveci78@gmail.com)

28 Ocak 2015 Çarşamba

NLP LECTURE: SPEED ATTRACTION- How To Make Someone Love You In 20 Minute...

Secret To Success- By Jack Canfield (Live the life you want!)

KADİR DEVECİ

26 OCAK DÜNYA GÜMRÜK GÜNÜ

26 Ocak günü tüm dünyada olduğu gibi, Ülkemizde de Gümrük günü olarak kutlanmaya çalışılır. Bu gün Tüm Gümrükle uğraşanlara ve Gümrükçülere güzel geçmesi en büyük dilek olmalıdır. Böyle günlerin her zaman ele geçmediği de en büyük gerçek olarak karşımızda durur. Bu güzel günleri en iyi şekilde idrak etmeye çalışmalı, bugünün anlam ve önemine yakışan program veya merasimler düzenlenmelidir. Bu yapılan programlarda Gümrük konusu üzerinde daha çok durulmaya çalışmalı ve eksik görülen noktaların tamamlanmasına çalışılmalıdır. Her Ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de gümrük ve gümrük merkezlerimiz çok önem arz eder. Öyle ki bu gümrük merkezleri ülke için çok hayati öneme sahip olup, bir Ülkenin Ekonomisi, Ticareti, İthalat ve İhracatı açısından çok hayati öneme sahiptir. Bu önemin farkında olarak hareket etmeye çalışmak hem millet için hem de devlet için ayrıcalıktır. 

Ülkemizde çok değişik Gümrük noktaları mevcut olup, bunlar ayrı ayrı çok büyük öneme sahiptir. Bu merkezler her yönüyle Ülkemizin hem içte hem de dışta ekonomi ve ticaretinin sigortası konumunda önemli yerlerdir. Koskocaman olan Ülkemiz toprakları her yönüyle muhafaza ve güvenlik kontrolü altındadır. Ülkemiz sınırları, limanları ve geçitleri ile çok kritik bir konuma sahiptir. Örneğin önemli Limanlarımızdan olan Mersin Limanı da en yoğun gümrük merkezlerimizden olup, burada Gümrük işleri oldukça yoğun bir şekilde faaliyet gösterir. Bu ve benzeri bir çok önemli gümrük merkezimizi sürekli denetim ve kontrol altında tutmalı, herhangi bir olumsuz olabilecek hal, kaçakçılık, rüşvet, yolsuzluk benzeri gibi şeylerin yapılmasına kesinlikle ama kesinlikle müsaade edilmemelidir.

Gümrükler bizim göz bebeklerimizdir. Onları her zaman koruyup kollamalıyız.  

(kadirdeveci78@gmail.com)

22 Ocak 2015 Perşembe

EYY!!! USLANMAZ NEFSİM YETER ARTIK!

Yedin içtin, gezdin tozdun, doymadın eyy! nefis, 

Kendine gel, neden niçin yaşadığını farket ve sabret, 

İnsanlarla münasebetlerine her zaman çok dikkat et, 

Her zaman doğru insanları kendine yoldaş ve rehber et, 

Ne olursa olsun elinden geldiği kadar düşküne, fakire  yardım et, 

Nerede bir sıkıntı, sorun  varsa oraya hiç durma akın et,

İnsanlarla her zaman sohbete, muhabbete devam et, 

Hayatta başına ne gelirse gelsin vakur durmaya devam et,

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK

Hayatta huzurlu, mutlu olmak için sağlık gerek, 

Sağlığı her zaman yaşamında baş tacı etmek gerek, 

İnsanlara sağlığı ve hijyeni sürekli  aşılamak gerek, 

Mutlu bir gelecek için sağlıkla geçecek hayat gerek, 

Sağlık her yerde olmalı, illa sağlık diye bağırmalı, 

İnsanları sağlık konusunda her zaman uyarmalı, 

Yaşanılan her ortamın sağlıklı olmasına çok önem vermeli, 

Sağlığı hayat felsefesi olarak kabullenmeli ve yaşatmalı,

(kadirdeveci78@gmail.com)

21 Ocak 2015 Çarşamba

BAŞARMAK GEREK HAYAT İÇİN

Başarmak gerek, hayat için, aşk için, sevgi için, 

Kazanmak gerek, bir şeylere ulaşmak için, 

Yaşam için, Sevmek gerek, Sevilmek ve en uygun sevgiliyi bulmak için, 

Mutlu olmak gerek, mutluluğu insanlara aşılamak için, 

Hayatta daima dimdik durmak gerek, eğilip bükülmemek için, 

İnsanları incitmemek gerek, kalplerde sürekli yer almak için, 

Her insana değer vermek gerek, değerini öğrenmeleri için, 

Her canlıya şefkat gerek, onlardan da şefkat görmek için, 

Destanlar yazmak gerek, Dillere destan olmak için, 

Senaryolar yazmak gerek, filmlere konu olmak için, 

Şiirler yazmak gerek, şairlerle beraber olmak için, 

Nutuklar yazmak gerek, dünyaya zirveden haykırmak için,

(kadirdeveci78@gmail.com)

16 Ocak 2015 Cuma

KPSS KAZANDIRAN YÖNTEM

KPSS; Kamuda çalışmak isteyen herkesin üzerinde önemle durduğu stratejik bir sınav türüdür. Bu sınavla birlikte; bir çok insan memur olmak için Devlet kademelerinde kendine yer bulmaya çalışır. 

Öncelikle bu sınava girerek; sınavda göstereceği başarı ile genelde 70 barajını aşarak; ÖSYM'nin 100 üzerinden yapacağı atama işlemlerinde Kamu da kendine yer bulma şansı elde eder. Bu sınava giren tüm adaylar; sınavı istedikleri gibi sonlandırma çabası içine girerek, minumum hatayla sınavı vermeye çalışırlar. Bu sınava hangi açıdan bakılırsa bakılsın; gerçekten de Türkiye şartlarına göre yapılıyor olması, durumu iyi olmayan insanlar için çok büyük bir fırsattır. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek memuriyet için önemlidir. 

Peki bu sınav hak edilerek nasıl kazanılabilir ? Bunun için ne gibi yol ve yöntemler kullanmak gerekmektedir. ? Bu soruların tek tek iyice irdelenmesi ve üzerinde çok sıkı durulması gerekir. Eğer bir kişi ben bu sınavı kazanmak istiyorum derse; bu amaç üzerinde çok kafa yormalıdır. İlk yapılacak iş ise, yürekten ben bu işi kesinlikle başarırım demektir. Her zaman öncelik pozitif olma şartıdır. Bu pozitifliği ortaya koymak demek, işin % 50 halletmek demektir. Daha sonra, düzenli ve sistemli bir çalışma programı hazırlamak kesinlikle gereklidir. Bu program; sınava hazırlananlar için oldukça esnek olmalıdır. Çünkü; İnsan hayatta kendine de bol bol zaman ayırmayı iyi bilmelidir. Yani; her şeyi yerinde ve zamanında yapmak iyi neticeler doğurur.

Çalışma programında öncelik; kesinlikle eksik olduğumuz noktaları tespit ederek, buralara daha çok çalışmak gerekecektir. Buradaki en önemli püf noktalardan birisi de, bir konuyu hangisi olursa olsun, tam olarak anlamaktır. Çalışılan konular üzerinde muhakemede bulunmakta da artı bir avantaj sağlar. Kesinlikle konuları yüzeysel olarak öğrenmemek gerekten çok önemlidir. 

Bir başka önemli noktalardan biri ise; çalışılan konuların günlük olarak çok iyi tekrar edilmesidir. Bu tekrar konuların zihinde tam anlamıyla pekişmesine yarayacaktır. Özellikle burada bir noktanın altı da kalınca çizilmelidir. Hayatta sürekli çok araştırma ve kendini geliştirme yöntemine her zaman azami önem vermek, gelecek adına yönlendiricidir. 

Başarı olma da önemli noktalardan biri de; çok küçük ayrıntılara elinden geldiği kadar dikkat etmektir. O yüzden ne olursa olsun hiç bir dersi veya konuyu hafife almamalıdır. Her konuyu tam olmak öğrenmek birincil hedeftir. 

KPSS hakkında son yıllarda her yönüyle çok değişiklik göstermiş olup, bu konu üzerine bir çok yayın evi gelişim ve başarı göstermekle birlikte, bu yayın evleri daha çok başarılı olma adına KPSS üzerine çok önemli baskı ve kaynaklara imza atmışlardır. Bu yayın evleri bir çok önemli deneme sınavı ve çalışma kitapları piyasaya sürerek KPSS sınavına hazırlananlara çok önemli katkılar sunmaya çalışmışlardır. Bu yönde yani bu konuya paralel olarak bir çok değişik eğitim kurumu da KPSS'ye hazırlananlara önemli ipuçları vermeye, onları daha çok bilinçlendirmeye ve onlara hem dershane olarak hem de özel olarak yardımcı olmaya ellerinden geldiği kadar büyük gayret göstermektedirler. 

İşte tüm bu kapsamlı çalışmalar nedeniyle; KPSS sınavına hazırlananlar en iyiyi bulmada biraz zorluklar yaşayabilirler. Ama sonuçta tüm bu yapılan çalışmalar onların KPSS sınavında çok iyi başarı göstermesine yardımcı olma gayretidir. Sonuçta KPSS hazırlığı yapan bir öğrenci kendine uygun yayını veya eğitim kurumunu tercih ederek başarı olma yolunda önemli bir adım atmış olur. 

Kim ne derse desin tabiri caizse bir savaşın kazanılması muhakkak ki elinde bulunan techizat, değişik stratejik taktiklerle alakalı önemli bir durum içerir. O nedenle bu çıkılan önemli KPSS yolculuğunda başarılı olabilmek için elindeki doneler ve tüm gerekli techizat çok önem arz etmektedir. Son yıllarda KPSS hazırlığı yapanlar için gerçekten İnternette çok önemli bir yardımcı konumuna geçmiştir. 

Eğer tam manasıyla KPSS sınavını kazanmak isteyen bir kişi İnternet ortamındaki donelerden de çok büyük faydalar görebilir. Örneğin herhangi bir ders konusunu rahatlıkla izler ve bir takım bu yönde kendini geliştiren öğretmen veya rehberlerden çok önemli yardım ve destek alabilirler. Gerçekten internet dünyası bu yönde de çok ileri bir düzeye gelmiş olmakla internetten ders ortamlarına üye olarak da düzenli ders takibi de yapılabilmektedir. 

Ne olursa olsun bir KPSS adayı elindeki bu süper imkanları eğer tam manasıyla değerlendirmeyi çok iyi bilirse gerçekten çok başarılı sonuçlara imza atacaktır. Sonuç olarak bir KPSS adayı gerçekten bu sınavı kazanmak istiyorsa yapacağı ilk yöntem kendini mental olarak çok iyi hazırlamalı ve psikolojik olarak kendini çok iyi motive etmeyi bilmelidir. 

Öncelikle kendi kendine ben bu sınavdan ne olursa olsun 100 alacağım demeli. İkinci olarak kendini tam manasıyla derslerine vermeyi en süper şekilde öğrenmelidir. Kendi kendine her zaman sakinliği ve dinginliği telkin etmeli ve etrafına sürekli mutluluk hormonu salmalıdır. 

Şöyle demelidir; Ben mutluyum, ben huzurluyum, ben sağlıklıyım, ben yaşamım, ben maddi ve manevi zenginliğim. Tüm sınavlarında her zaman o ana konsantre olmalı ve bu sınavı kazanacağım demelidir. Sınav anında aklından sınavdan veya sorudan başka hiç bir şey olmamalı, kendini tam anlamıyla sınava adapte etmelidir. Öyle ki; vücudunun tüm organlarıyla kendini tam anlamıyla önündeki sınava konsantre etmelidir. 

The SECRET (SIR ): Sınavdan bir gün önceki Akşamı erken yatmaya gayret et. Kafanı güzel şeylerle yani ilham alacağın güzel doğa resimleri ile süsle. Kendini mutluluğun zirvesinde hisset. Kendini çok rahat bırak. Şöyle güzel bir abdest al. Ve seni yaratan ALLAHÜ TEALAYA çok güzel dua ve niyazlar et. Gireceğin sınavdan başarılı ayrılman için çok yalvar. Akşam yemeğinde seni fazla rahatsız etmeyecek yiyecek içeceklerden biraz ye. Zihin açıcı, insanı ferahlatan şeylerden yemeye çalış. Yatarken kendini çok rahat hisset. Ve kendini güzel uykunun kollarına bırak. Sabah kalkınca güzel bir kahvaltı yapmaya çalış. Tabii öncesinde namazlarını tam manasıyla eda etmeye çalış ve okunması gereken duaları tam olarak okumaya çalış. Her zaman olduğu gibi egzersizlerini yapmayı ihmal etme. 

Kendini relax hissetmeye çalış, rahat ol, ben bu sınavı kazanacağım, ben bu sınavdan 100 alacağım diyeceksin, tam anlamıyla sınava adapte olacaksın, aklında başka hiç bir şey kalmayacak, sadece sınav ve sorular senin dünyan olacak, sonra besmeleyi çek ve sınava canla başla büyük bir gayret içinde sakin ve dingin bir şekilde giriş yap. Sınavda öncelikle yapabileceğin soruları çok hızla cevapla ve takıldığın soruları çok iyi muhakeme ederek iyice anlamaya çalış ve cevabı tüm bilgilerine dayanarak en doğru şekilde ver. Saatini veya zamanını çok idareli kullanmaya azami gayret et. 

Burada ki en önemli nokta soruyu iyi anla ve tam konsantre bir şekilde doğru cevabı ver. Başarmak istiyorsan soruyu çok iyi anla. 

İSTE İNAN VE OLSUN. SEN BAŞARMAK VE KAZANMAK İÇİN DOĞDUN. SEN DÜNYANIN EN KIYMETLİ HAZİNESİSİN. HER ZAMAN BU BİLİNÇ İÇİNDE OLMAYA AZAMİ GAYRET ET. KPSS NEDİR Kİ ASLINDA ÇOK BASİT BİR SINAV. SEN NE SINAVLAR GÖRDÜN. O YÜZDEN BAŞARMAK İÇİN HİÇ BİR ŞEYİ KAFANA TAKMA. SEN BAŞARI ABİDESİSİN. BAŞARI SENİN İSMİN. SEN VARSAN BAŞARMA VAR, SEN YOKSAN BAŞARI YOK. BAŞARI İÇİN ÇOK SAVAŞMAK GEREK AMA SEN BU İŞİ SAVAŞMADAN ÇOK KOLAY HALLEDEBİLİRSİN. BAZI SAVAŞLARIN MASA DA KAZANILDIĞINI HİÇ BİR ZAMAN UNUTMA!!! ŞU BİR GERÇEKTİR Kİ; KALEM HER ZAMAN KILIÇ VE SİLAHTAN DAHA ÜSTÜNDÜR. O YÜZDEN ELİNDEKİ KALEMİ BAŞARMAK VE ZİRVEYE ULAŞMAK İÇİN ÇOK İYİ KULLAN. HAYATTA HER ZAMAN SON DERECE MOTİVASYON VE KONSANTRE SAHİBİ BİR İNSAN OLARAK YAŞA. HER ZAMAN KENDİNİ GELİŞTİR. YENİLİĞE VE İNOVASYONA HER ZAMAN ÇOK ÖNEM VER. AR-GE SENİN TARZIN OLSUN. HAYATTA HER ZAMAN BAŞARI SENİN BAŞ TACIN OLSUN..... 


NE DURUYORSUN HAYDİ SENDE KPSS DEN 100 AL. BU SENİN EN TABİİ HAKKIN. BU GÜÇ SENİN ELİNDE. GÜN KPSS DEN 100 ALMA GÜNÜ.........

(kadirdeveci78@gmail.com)

15 Ocak 2015 Perşembe

GENÇLİĞİN SONA ERMESİ

Hastalık gelmeden sağlığın, yaşlılık gelmeden gençliğin kıymetini çok iyi bilmelidir...... 

Bilmem neden saçlar bembayaz olur, 

Sakallar da zamanla saçlarla yüz göz olur, 

Dizler çözülür, ayaklar uyuşur, bel bükülür, 

Bir bakmışsın ki; yaş kemale ermiş, yaş olmuş Yetmiş, 

Saçlar ve dişler teker teker ömür gibi tükenmiş, 

Baksana Ölüm her an bizlerin en yakın takipçisi ve arkadaşı olmuş, 

Ahh! Aşık Kadir ne durursun bak bir maziye, Ne idin şimdi ne hale döndün bak bir kendine, 

Tüm hakikat önünde dururken bu gaflet ne diye, 

Kalk, diril artık, başla doğru yolda ilerlemeye, 

Elbet bir gün sen de dönersin veliye, mevleviye,  
Seni de götürürler bir beyaz kefen içinde camiden kabire,

(kadirdeveci78@gmail.com)

AŞK İLLE DE AŞK

AŞK AŞK İÇİN VARDIR. AŞKI AŞKINLA YAŞA !!! 

ONU HER ZAMAN AŞKLA ARA AŞKLA SAYIKLA !!!

HAYDİ DURMA !!! 

HEP BİRLİKTE AŞKA !!!

İçimde bir sızı var !!! 

Ahh ne sızı !!!  

Yüreğim durmadan kan ağlar !!! 

Ahh Ahh Diye!!! 

Aşk için İnsanlar durmadan ahhh der hüngür hüngür ağlar!!! 

Nice nice aşıklar aşk yolunda hiç durmadan koşar koşar!!! 

Ahhhh ne koşu !!! 

Aşk benim ve senin için çok ama çok şeyler anlatır durur !!! 

Her insanda ve canlıda çok ama çok değişik harikulade bir tat bırakır !!! 

Ahh ne tat!!!! 

O Tadı alan her zaman yaşamda veya hayatta çok büyük farklar gösterir !!!

Aşk bir ömre çok değerli ama değerli anlar bırakır !!!

Bütün sözlerim sanadır !!! 

EYY!!! Aşık KADİR Ne durursun aşksız ve sevgisiz !!! 

Eyy aşıklar aşığı !!!

 Baksana !!!! 

Etrafın durmadan seni utanmadan sıkılmadan hayıflanır !!!


Aşkı bul da etrafındaki tüm insanları en ağır şekilde bizzat sen utandır !!!!


kadirdeveci78@gmail.com

12 Ocak 2015 Pazartesi

NEVŞEHİR ÜNİVERSİTESİ VE BÜYÜK GELİŞİMİ

Nevşehir Üniversitesi her yönüyle çok büyük gelişim ve ilerleme gösteren, son yılların en flaş üniversitesidir. Bu güzide üniversite; bir çok üniversite arasında yerini en mükemmel şekilde her an ve her gün, her yönüyle katlayarak almaya devam etmektedir. Nevşehir Üniversitesi; kurulmadan önce Erciyes Üniversitesine bağlı Fakülte veya Yüksekokul seviyesinde, eğitim-öğretim vermekteydi. Bu üniversitenin kurulmasında tabii ki büyük emeği geçen insanlar, hiç ama hiç bir zaman unutulmamalıdır. Bu insanlar; Üniversitenin gelişimi ve büyümesinde veya kampüs haline gelmesinde bir çok emeği olmuş kişilerdir. Burada unutulmaması gereken bir konuda; Üniversitenin gelişmesi ve kalkınması veya daha organize bir hale gelmesinde büyük emek harcayan idareciler veya yöneticiler de her zaman en güzel şekilde hatırlanıp yad edilecektir. Hizmet edene veya emek verene çok ama çok saygılı olmak ve onları her zaman desteklemek veya yardımcı olmak vefalı insanlar için en mükemmel davranış şeklidir. Nevşehir Üniversitesi; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Turizm Fakültesi, Sağlık Yüksekokulu ve Meslek Yüksekokulu ile başlangıçta kendini göstermeye çalışmış, daha sonra da bir çok Fakülte, Bölüm, Enstitü, Yüksekokul vs. açılması ile kendini daha üst seviyelere çıkarma başarısı göstermiş önemli bir eğitim-öğretim kurumudur. Bu üniversite halen de bir çok alanda yani; hem akademik hem de idari alanda gerçekten çok mükemmel bir gelişim ve büyüme başarısı göstermiş, göstermeye de tüm hızıyla devam etmektedir. 

Bu şahane Üniversitemiz; Sosyal alanda da bir çok etkinliklere imza atmış, halende aynı tempoyla her yönden sosyalleşmeye devam etmekte olup, özellikle spor alanında da çok büyük gelişme ve başarı göstermiştir. Bu belirtilenler içerisinde daha fazla öne çıkan noktalardan birisi de; kurumsallaşma yani daha organize bir hale gelmiş olmak, bina ve okul yönünden çok büyük ilerleme ve gelişme göstermek önemlidir. Üniversitede ki hem sosyal binaların, hem de idari binaların mükemmel görüntüleri, bunlara en şahane örnekler olmakla beraber, ulusal ve uluslararası alanlarda da çok büyük başarı ve ödüllere imzalar atmış ve atmaya da halen devam etmektedir. Nevşehir Üniversitesi hem öğrenci yetiştirme konusunda, hem de akademik kariyer konusunda özellikle ama özellikle çok büyük aşamalar kaydetmiş, hem üniversitelerimize, hem de ülkemize hemen hemen her alanda çok büyük katkı sunmaya müthiş bir azim ve gayretle devam etmiştir. Özellikle bilimsel alanda hatırı sayılır çok büyük başarılar elde etmiş, bu alan üzerinde özellikle çok ama çok durmaya çalışılmış ve bilimsel yönden BAP yani Bilimsel Araştırma Projeler Birimi oluşturulmuştur. BAP ile birlikte bu alanda çalışma yapmak isteyen akademik personele oldukça büyük katkılar sunulmuştur. Bu çalışmalar halende devam etmekte olup, Proje yapmak isteyen personele son derece hem maddi hem de manevi bir çok önemli destek ve yardımlar sunulmuştur. Bu destek ve yardımlar halende devam etmekte olup; Üniversite yönetimi bu konuya özellikle çok önem vermiştir. Üniversite hemen hemen tüm alanlar da yani; hem sosyal alanda, hem teknik alanda, hem siyasi, hem de ekonomik alanlarda çok önemli başarı ve ödüllere imza atmış ve atmaya da halen devam etmektedir. Nevşehir Üniversitesi bünyesinde bulunan önemli yüksekokullardan olan Hemşirelik Sağlık yüksekokulu son zamanların en flaş gelişme gösteren yüksekokullarındandır. Bu Yüksekokul sayesinde Ülkemize bir çok Hemşire ve akademik personel yetiştirilmiş ve yetiştirilmeye de son hızla devam edilmektedir. Bu Yüksekokulun hem akademik hem de idari personeli gerçekten çok ama çok başarılı çalışmalar yapmışlardır. Birde Üniversitenin gözde Fakültelerinden olan Turizm Fakültesi; Ülkemize her yıl hem turizm, hemde akademik yönden çok başarılı projeler üretmiş ve Fakültenin hem akademik personeli, hem de yöneticileri hem Ülke çapında hem de Uluslararası alanlarda çok değişik başarı ödülleri almaya hak kazanmışlardır. 

 Bu üniversitemiz için bu ve bunun gibi daha bir çok önemli başarılı örnekler mevcuttur. Burada bu önemli başarıları anlatmaya ne sayfalar ne de haftalar kafi gelmez. Nevşehir Üniversitesi ve benzeri üniversitelerin kıymetini çok iyi bilmeli ve bilime, tekniğe dahası özellikle eğitim ve öğretime çok ama çok aşırı önem vermeliyiz. Nevşehir Üniversitesi ve benzeri eğitim-öğretim yuvalarının sayısını, her gün üstüne koyarak artırmalıyız. Bir Ülke; bilim ve tekniği ile her zaman ön planda olmalı ve Dünyanın her zaman ama her zaman bir numarası olmalıdır. Bilim ve Teknik bizim olmazsa olmazımızdır. Her zaman her yerde EĞİTİM, EĞİTİM, EĞİTİM diye bağırmalı, çalışmayı kendimize şiar edinmeliyiz..........

(kadirdeveci78@gmail.com)

7 Ocak 2015 Çarşamba

AK AKÇE KARA GÜN İÇİNDİR.

Hayatımızda her zaman tasarrufu ön planda tutmaya çalışmalı ve her yönden İktisatlı yaşama geçme mücadelesi verilmelidir. Özellikle ekonomik anlamda kendimizi geliştirecek her türlü yol ve yöntemi öğrenme gayreti içinde olmalıdır.

İktisat literatürüne bütçe diye geçmiş olan ve her kurum için önemli bu kalem; bizler için de hayati öneme sahip olup, dikkati her zaman üzerinde tutarak, her zaman tüm yönleriyle kesinlikle denk tutmaya yani özellikle  gelir gider durumunu kontrol altına almaya itina gösterilmelidir. 

Para ve nakit birikimimizi en ideal şekilde değerlendirme çabası içerisinde olmalıyız. Kötü günler için her zaman bir kenarda birikim bulundurmaya gayret etmeliyiz. Çünkü kötü günde insanın ihtiyaç seviyesi maksimum olduğundan dolayı, daha dikkatli bir tutum ve davranış sergilemeye çalışmalıdır. 

Bu güzel Atasözümüz her insanımız için çok önemli uyarı ve ikaz içermektedir. Bu uyarı ve ikazlar özellikle zor günler için her zaman hazırlıklı olmak gerektiği yönünde olup, hayatta ne olursa olsun muhakkak birikim yapmanın yani bir kenara biraz para ayırmanın çok önemli olduğu gerçeği anlatılmaya çalışılmaktadır. İnsanlarımız gerçekten de ne kadar zor şartlar altında mücadele ederlerse etsinler, az da olsa bir kenara birikim yapmaya ellerinden geldiği kadar çok büyük gayret göstermelidirler.
(kadirdeveci78@gmail.com)

DAMLAYA DAMLAYA GÖL OLUR

Bu Atasözü; tüm insanlık için çok önemli öğüt vermesinin yanı sıra, bu öğüdü kendimiz için hayatımıza en güzel haliyle uygulamamız gerekir. Aynı şekilde gelecek nesiller için de; atasözümüzün anlam ve önemi her yönüyle eksiksiz öğrenilerek, hayatlarına tatbik edilmelidir. 

Burada dikkat edilmesi gereken en önemli stratejik nokta; hayatta sıkıntı çekmeden yaşamak isteyen biri, her zaman tasarruf tedbirlerini ön planda tutmaya önem vermelidir. 

Bu konuya paralel bir çok ata sözü söylenmiştir. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz; - " Ne kadar küçük miktarlar olursa olsun, bu miktarlar gittikçe çoğalabilir. " - " Kimse aniden zengin olmaz. Damlaya damlaya göl olur misali birikim yaparak belli bir seviyeye ulaşabilir."-"Küçük çabalar, büyük problemlerin çözümüne yardımcı olabilirler " - "Ey Oğul boşuna dememişler, damlaya damlaya göl olur diye." Damlaya Damlaya Göl Olur ata sözü; günümüzde sıklıkla kullanılan atasözlerimizden olup, konusu tasarruftur. 

Paramızı azar azar biriktirerek zaman içerisinde bol paramız olacağına işaret eder. Biriktirilen bu para ile refahımız artacak ve zamanı gelince bu paralar işimize çok yarayacak ve bizi ferahlatacaktır. İnsanların yaşamında çalışıp, üretip hayat için gerekli olan tüm ihtiyaçları elde etmek yada sağlamak için mücadele verirler. 

Yaşadığımız dünyada paranın çok büyük önemi vardır. Para elde etmek insanların en önemli hedefidir. Gençlik yıllarında çok çalışmak gerekir. Zira hayat çalışmayı gerektirmektedir. Çalışmak ve birikim yapmak bizi yaşlılık yıllarında rahat etmemize yarar. 

İnsanlar gençken güçlü sağlıklı ve azimlidir. Hayat inişli çıkışlı olup her an her şeye gebedir. Mutlu ve huzurlu günlerimizin olduğu gibi, aynı zamanda çok zor anlarımız da olmaktadır. Bu nedenle bu zor saatleri huzurlu ve minimum zararla geçirmek için bol nakit'e ihtiyaç hissederiz. 

Bu moneylere (paralara) ise; çok birikim yaparak ulaşabiliriz. Az bir nakitle dahi cırmalasak, çok az birikim yapmak gerekir. Zaten; az nakit alıyorum demek doğru değildir. Çünkü; gıdım gıdım birikir ve bir bakmışsın ki birikim perfect bir seviyeye ulaşmıştır. Fani evrende huzurlu olmak istiyorsak naktimizin olması şarttır. 

Çok mal günümüzde hemen hemen tüm kapıları açmaktadır. Bu nedenle; bu bilinç içinde yaşamalı ve iktisat yapmayı tüm yaşamımızdan çıkarmamalıyız. Damlaya damlaya göl olur; Atasözünün manası ise: Küçük ve önemsiz gördüğümüz nesneler birikerek kocaman şeyleri oluşturur. Pozitif ve Negatif tüm unsurlar için geçerli bir ögedir. Bunun için küçüktür, azdır, önemsizdir deyip hiçbir şey basit görülmemelidir; bunların önemi gerçekten çok iyi bilinmeli, boş yere ziyan edilmemelidir. 

Zaten boşa harcamak israf dır, israf ise dinimizce haram olarak bilinmektedir. Günümüzde sıklıkla kullanılan atasözlerinden olup tasarruf konuludur. 

Paramızı biriktirerek zaman içerisinde çok miktarda paramız olabileceğine işaret eder. Biriktirilen para ile birlikte artmış olup zamanı gelince bunlar işimize yarayacak bizi feraha ulaştıracak paradır. 

Atalarımız zamanında kendi arasında çok doğru sözler söyleyerek bu harika mirasların veya zenginliklerin günümüze kadar ulaşmasına vesile olmuşlardır.

Para biriktirmek için kumbara kullanabiliriz ve burada biriken parayı kötü günler veya ihtiyacımız olan günlere saklarız. Bu kumbaraya veya bir kenara her gün atacağımız bozukluklar aradan geçen zaman içerisinde durduğu yerde işimizi görecek çok büyük miktarda paralara dönüşebilirler. Her gün bir kenara atacağımız 3-5 TL ile birlikte aylar sonra 1 milyara yakın para biriktirmiş olacağız. 

İşte Damlaya damlaya göl olur atasözü görevini yerine getirmiş olup, biriktirilen paranın veya tasarrufun değerini gösterir. Para biriktirmek güzel bir alışkanlık olduğundan dolayı her zaman, geleceğe hazırlıklı oluruz.

Büyük paralar kenara konulan küçük paraların büyümesi ile zamanla çok daha büyüyerek, bizlere uzun zamandır almak istediğimiz maddi şeyleri veya eşyaları çok rahatlıkla almamıza yardımcı olur. 

Damlaya damlaya göl olur atasözü bizler için; çok büyük zenginlikler ihtiva eden önemli bir söz olarak her zaman zihinlerimizdeki yerini alacak ve bizlere hayatta her zaman rehberlik veya kılavuzluk edecektir. Tasarrufu veya Denk bütçeyi hayatımıza her zaman tatbik etmeli ve bu mantık dairesinde hareket etmeye elimizden geldiği kadar çok büyük gayretler göstermeliyiz. Bu ve bunun gibi atasözlerimizi hiç bir zaman yabana atmadan, geçmişten veya yaşanmış olan şeylerden çok büyük dersler alarak yolumuza o şekilde devam etmeye azami gayret göstermeliyiz.

Atalarımızı veya geçmişimizi yani tarihimizi hiç bir zaman unutmadan onlardan maksimum düzeyde faydalanmaya son derece aşırı önem vermeliyiz. Unutmayalım ki; Tarihini veya geçmişini bilmeyen milletler, her zaman yok olmaya mahkumdur.

(kadirdeveci78@gmail.com)

5 Ocak 2015 Pazartesi

3 OCAK MERSİNİN KURTULUŞU TÜM MİLLETİMİZE HAYIRLI UĞURLU OLSUN !!!! SENİ ÇOK SEVİYORUZ CANIM MERSİN!!!!.....

3 Ocak Mersine ve kendini Mersinli hisseden herkes için çok ama çok önemli bir gün olarak tarihteki yerini en güzel şekilde alma başarısı göstermiştir. Bugünün anlam ve önemini çok iyi bilmeli ve ona göre hareket etmeye çalışmalıdır. Bugünü özellikle en iyi şekilde değerlendirmeye çalışmak en önemli vefadır. Bugünde çok değişik etkinlikler yapılmalı ve bugünün anlam ve önemi en güzel şekliyle idrak edilmeye çalışılmalıdır. 

Bugüne özel tüm etkinlikleri en iyi şekilde organize etmeye, son derece ehemmiyet verilmelidir. Mersinin tarihini biraz inceleyecek olursak; harikalarla dolu bir tarihle baş başa kalırız. Mersin tarihi eserleri ile her zaman yerli ve yabancı turistlerin en gözde merkezi konumunda olmuş ve olmaya da halen devam etmektedir. Böyle bir yerin kıymetini her yönüyle çok iyi bilmeli ve yeni nesli de bu şekilde yönlendirmeye gayret etmeliyiz. 

Mersin tüm yönleriyle gerçekten çok iyi gelişim gösteren önemli yerleşim merkezlerimizdendir. Doğal güzellikleri, kültürel etkinlikleri ve daha bir çok yönden gerçekten çok iyi ilerleme başarısı gösteren önemli bir şehrimizdir. Özellikle yaz sezonunda da turizm açısından baş çeken yerlerimiz arasındadır. Yaz sezonunda nüfus patlaması yaşayan yerlerimiz arasında olmaktadır. Bunun en önemli nedeni tabii ki Deniz olmasıdır. Mersin Ticaret yönünden de çok iyi gelişim göstermiştir. Mersin gümrüğü her yönüyle önemli gümrük merkezleri arasında yer almakta ve Limanı bu yönüyle çok iyi gelişim göstermiştir. Balıkçılıkta da ileri bir seviyede yer almaktadır.

Sonuç olarak; Mersin her yönüyle göz bebeğimiz, canımız, ciğerimizdir. Bu eşsiz güzelliğimizin kıymetini çok iyi bilmeli ve gelecek nesillere daha da yaşanabilir bir halde bırakma gayretinde olmalıyız. Çok yaşa Mersin, İyi ki varsın, Seni her zaman çok seveceğiz. Sevgilerin, saygıların en güzeli her zaman sana olsun.... 

(kadirdeveci78@gmail.com)

5 OCAK ADANAMIZIN KURTULUŞU VATANA MİLLETE HAYIRLI UĞURLU OLSUN. YÜCE ALLAHIMIZ BİR DAHA HİÇ BİR ZAMAN KÖTÜ GÜN GÖSTERMESİN ADANAMIZA KOCAMAN MAAŞALLAH!!!! MİLYONLARCA KEZ.........

5 Ocak Adana ve kendini Adanalı hisseden herkes için çok önemli bir gündür. Genelde tüm Türkler için çok ama çok önemlidir. Çünkü Vatan herkes için bir bütündür. Vatanın kutsallığı çok hassas bir konudur. Vatanın her köşesi tüm milletindir. Bu şekilde yaşamaya ve bu bilinçle hareket etmeye azami gayret göstermelidir. Bu anlayış içinde vatanın güzel şehri Adananın kurtuluşu da hepimiz için çok özel bir bayramdır. 

Bu günü Adanalılar ve kendini Adanalı hisseden ve içerisinde yurt sevgisi bulunduran herkes en güzel şekilde kutlamaya çalışmışlardır. Adana Ülkemizin 4. büyük şehri olması münasebetiyle, çok büyük bir kültürel zenginliğe sahip şehirlerimizden olma özelliği göstermektedir. Hemen hemen her bölgeden insanın bir arada yaşamaya çalıştığı, stratejik bir özelliğe sahiptir. 

Son yıllarda özellikle en çok göç alan bölgeler arasında yer almaktadır. Her yönüyle gelişme göstermekte olan önemli bir konumdadır. Fabrikalarıyla, sanayisiyle ve daha bir çok özelliğiyle ekonomiye çok büyük katkılar sunmaktadır. Adananın diğer önemli bir yönü de Tarım ve Çiftçilikte de çok önemli başarılara imza atmış ve atmaya da devam etmektedir. Bünyesinde çok önemli ovaları, yaylaları ve daha bir çok doğal güzellikleri barından çok özel bir yer veya merkezdir. Adananın tarihi incelendiğinde; karşımıza çok harika güzellikler çıkacaktır. 

Bu güzelliklerin en büyük nedeni; tarih boyunca Adana gerçekten çok önemli bir jeopolitik konumda olması ve stratejik öneme sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Bir çok boya, uygarlığa, beyliğe ve hepsinden önemlisi bir çok devlete çok ama çok büyük katkısı olmuş, halende Türkiye Cumhuriyeti Devletinin en müstesna şehirlerinden biri olma özelliğini tüm ihtişamıyla sergilemektedir. Adana mimari anlamda da bünyesinde çok önemli eserler barındırır. Hem klasik mimari tarzı eserler, hem de modern mimari eserlerin bulunduğu çok özel yerlerin içerisinde gururla yer almaktadır. 

O kadar çok özelliği vardır ki; cilt cilt kitaplar, romanlar, destanlar yazılsa yanında çok az kalır. Hakkında anlatılacak o kadar çok güzel şeyler vardır ki; burada bunlara yer vermek veya kelimelerle anlatmaya çalışmak kifayetsiz kalacaktır. ÇOK YAŞA ADANA !!!! GURURLA BAŞINI DİK TUT!!!! DEVAMLI YÜKSEL VE BAŞINI GÖĞE ULAŞTIR!!!! SENİ HER ZAMAN ÇOK SEVECEĞİZ!!!!....

(kadirdeveci78@gmail.com)

4 Ocak 2015 Pazar

2015 YILI TÜM İNSANLIĞA SEVİNÇ VE MUTLULUK GETİRMESİ DİLEĞİYLE.....

Her sene olduğu gibi, bu senede 2014 yılı coşku ve sevinç içinde yerini 2015 yılına bıraktı. Yılbaşı kapımıza hemen geldi. Yılbaşının gelmesi ile, her insan için yeni bir umut belirdi. Yılbaşı kutlamaları; hem ülkemizde, hem de dünyada coşku içinde kutlandı. Kimi insan yeni bir yaşa girdi. Kimi ise 2015 yılını görmeden dünyayı değiştirdi. Kimi için sevinç, kimi için ise hüzün vardı. 

Sonuçta; dünyanın belli düzeni olduğu gerçeği hepimizce malum olmakla birlikte, hiç unutulmaması gereken en önemli nokta her zaman şu olmalıdır. Her zaman her şekilde insanların hayata dört elle sarılması onların yaşam umudu olmalıdır. Yani yarın ölecekmiş gibi ahireti, hiç ölmeyecekmiş gibi ise Dünyayı düşünmek gerekir. Muhakkak ki; her yeni bir yılda yeni bir umut, yeni bir başlangıç, yeni bir arayış, yeni bir aşk, yeni bir güzellik daha bir çok pozitif beklentiler vardır. Bu insanlar için gayet kolay olan bir durumdur. 

Artık; insanın başını elleri arasına alıp, şu şekilde düşünmesi gerekir. Ben kendime nasıl çeki düzen vermeliyim ? Benim eksik ve hatalarım nelerdir ? İnsan cevap olarak kendine şöyle demelidir. Ben özellikle şu konularda eksiklik yaşamaktayım . O zaman şöyle yapmalıyım. Eksikliklerimi giderecek çözüm yollarını ortaya koymalıyım. Velhasılı insan her yönüyle kendini dört dörtlük yeni bir güne veya yeni bir geleceğe tam manasıyla hazırlamaya çalışmalıdır.

(kadirdeveci78@gmail.com)

1 Ocak 2015 Perşembe

FACEBOOK GELDI HAYATIMIZ RENKLENDi

Facebook; dönemin en önemli gelişme ve ilerleme gösteren sosyal ağlarının başında gelmektedir. Bu ağı kuranlar bu kadar geniş bir kitleye hitap edeceklerini, ne kadar tahmin edebilmişlerdir. Onlar için muhakkak sonuç gerçekten çok mükemmel olmuştur. 

Facebook; tüm insanlığa veya Dünyaya çok ama çok büyük armağan olmanın yanında, süper bir gelişim ve değişim sağlamıştır. Bu gelişim; İnternetin gücü veya desteği ile birleşerek, kendisini zirveye ulaştırmıştır. Facebook sayesinde; Dünyanın her yerinde yaşayan insanlar değişik değişik kişilerle, hemen hemen her konuda fikir alışverişinde bulunmakta, hatta bu kurulan iyi iletişim sonucu evlilikler bile olmaktadır. İnsanlar için çok önemli bir süreç başlatmıştır. 

İnsanlar; Facebook'ta her türlü özelini hiç çekinmeden arkadaşları, çevresi, ailesi, tanıdıkları ile paylaşır. Öyle ki; Facebook sayesinde insanlara ulaştırmak istediği her türlü etkinlik ve organizasyonu her an haber verebilme imkanı oldukça çoktur. Özellikle; ilkokuldan başlayarak tüm hayatına giren arkadaşlarının hepsinin bulunmasında veya onlara bir şekilde ulaşmada faydası oldukça çoktur. 

Facebook'ta kullanım çok kolay olup, içerisinde bir çok değişik aktivite ve fonksiyonel işlevler barındırır. Bunların en başında da tabii ki insanlarla yapılan paylaşımlar çok dikkat çekicidir. İnsanlar birbirleri ile paylaşım yaparken özel hayatlarından, gündelik işlerinden, değişik doğa manzaralarından, merhamet abidesi bir çok canlının resimlerini, İnternet ortamında, face sayesinde arkadaş olduğu kişilerle veya eğer kişinin facabook'u herkese açık ise facebook kullanan insanların çok rahat görebildikleri bir ortama dönüşür. Bunlar bulunmaz nimet seviyesindedir. Bu özellikler; insanların gelişimi açısından çok ama çok mükemmel örnek teşkil eder.

İnsanlar bu paylaşımlar, yorumlar, mesajlarla kültürel bir zenginliğe ulaşabilmekte bir çok şeyi internet veya facebook sayesinde öğrenebilmektedirler. Facebook'u hakkıyla kullanabilenler için bu teknoloji harikası bulunmaz bir değer teşkil eder. Bu değerlerin yani teknoloji ve Bilim harikası nimetlerin kadri kıymetini çok iyi bilmeli ve bundan tüm insanlığın çok ama çok iyi nasiplenmesi gerekmektedir. 

Biz Türklerinde her yönden kendimizi tam anlamıyla geliştirerek Dünyanın tek süper gücü olmamız acilen çok ama çok acil şarttır.Çünkü biz aziz Türk milletiyiz. Bizim damarlarımızda asil Türk baş buğlarının kanları dolaşmaktadır. Bizler; Fatih'in, Osman Gazi Han'ın, Yavuz'un, Kanuni'nin, Oğuz Han'ın, Timüçin'in (Cengiz Han'ın), Timurlenk'in, Yıldırım Han'ın ve daha nice nice burada sayamadığımız saygıların en güzelini hak eden, büyük Türk hakanlarının, Padişahlarının, Sultanlarının, bey ve paşalarının öz be öz has evlatlarıyız. Bizler her zaman onları kendimize rehber ve lider olarak örnek almaya tüm gücümüzle gayret ederek Dünyanın 1 numarası olmalıyız. Hedef 12 den vurmaktır. Hedef Dünyanın Lideri olmaktır. 

Eyyy !!!! TÜRK UYAN KENDİNE GEL!!! BAK GÖR Kİ!!! ŞEHİTLERİN VE GAZİLERİN, BAŞTA PEYGAMBERİMİZİN (S.A.V.), DİĞER TÜM PEYGAMBERLERİN VE TÜM ULULARIN MÜBAREK GÖZLERİ ÜZERİNDE!!!! SİLKİN VE ARTIK DÜNYAYA HAKİM OL!!!! İLİMDE, FENDE, BİLİM VE TEKNOLOJİ DE HAKİMİYETİ TEK BAŞINA ELİNE AL. SEN BUNU BAŞARACAK GÜÇTESİN ÇÜNKÜ SEN ASİL TÜRK MİLLETİSİN. HAYDİ DİRİLİŞE !!!!!!

(kadirdeveci78@gmail.com)

Öne Çıkan Yayın

KELEBEK